12 Mayıs 2010 Çarşamba

Bebeğin uykusu nasıl olmalı?


Uyku konusunda her annenin kendi doğruları vardır. İşte bunlar da benim doğrularım:

  1. Bebeğin ana ihtiyacı bence uykudur. Doğru düzgün uyuyabilen bir bebek iyi yer ve huzurlu olur.
  2. Bebeğin tüm ihtiyaçları bir kısır döngü şeklinde birbirini dengeler. İyi yiyen bebek keyifli olur, huzurlu bebek keyifle yer, karnı tok ve keyfi yerinde bebek mutlulukla uykuya dalar. Dolayısıyla bebeğin her ihtiyacının öngörülüp, bebek huzursuzlanmadan, zamanında tatmin edilmesi gerekir.
  3. Bebeği, ilk 3 ayında her şekilde uyutmak mübahtır. Hamileliğin 4. trimestırı da denilen bu dönemde bebeğin mutluluğu esastır. Bu dönemde bebek hiçbir alışkanlık edinmez. Nasıl rahat ediyorsa öyle uyutmak gerekir.
  4. Bebek nasıl uykuya geçeceğini, uykuya geçmek için kaslarını nasıl gevşetip kendisini rahatlatacağını bilemez. Aynı bebeğin rahat oturması için sağına soluna yastık koymak, kaşığı eline verip ağzına nasıl götüreceğini göstermek, tam anlamıyla dengesini kurup yürüyene kadar elinden tutup yürümesine destek vermek gibi bebeğin uykuya dalma becerisini öğrenmesi için de annesinin yardımına ihtiyacı vardır.
Gelelim benim ilk ve henüz tek çocuğum üzerindeki tecrübelerime:
  • Kızım şu anda 8 aylık. Geceleri kesintisiz (hiç uyanmadan) 11 saat uyuyor. Gündüzleri 1,5ar satten 2 kez, yani toplam 3 saat uyuyor. Günde toplam 14 saat uyuyan kızım, iyi yiyiyor (9.700 gr ağırlığında ve 72 cm uzunluğunda) ve çok keyifli bir bebek (Her gören söz birliği etmişcesine "Ne kadar huzurlu" diyor). Tüm bunları uyku düzenimize borçlu olduğumuza kesinlikle eminim.
  • Tracy Hogg'a binlerce teşekkürler. 4üncü aydan itibaren Tracy Hogg'un günlük rutinini takip ettim. Kızımın tüm ihtiyaçlarını önceden öngörüp, bebeğim huzursuzlanmaya başlamadan yerine getirdim. Ne zaman acıkacak, ne zaman uyuyacak tahmin edebildiğim için tüm günümü ona göre programladım. Dolayısıyla kızım da ne zaman karnının doyacağını, ne zaman ilgi-sevgi-oyun ihtiyacının karşılanacağını ve ne zaman uyuyacağını önceden bildiğinden hem huzurlu bir bebek oldu hem de ne yemeye, ne de uyumaya direnç gösterdi.
  • Kızımın ilk 3 ayında onu uyutmak için her türlü yöntemi denedim. Ayakta da salladım, kucakta da salladım, şşş-pat yöntemini uyguladım, emzik ile sakinleştirmeyi denedim, ninni söyledim, projektörlerle duvarlara çizgi karakterler de yansıttım. Yapmadığım kalmadı velhasıl. Hiçbirine alışmadı. İkinci bebeğimde de aynı yöntemleri gerekirse deneyeceğim. Alışır, diyenlere kulak asmayacağım. Önemli olan bebeğimin iyi uyku alıp büyümesi.
  • Bebeklerin de disipline edilmeleri gerektiğine inanan biriyim. Ancak Ferber Metodu gibi sert disiplin yöntemlerini hem onaylamıyorum hem de kişilik olarak uygulayabilecek biri olmadığımı biliyorum. Doğal ebeveynlik akımı ise bana çok hayalperest geliyor. Henüz beyin bağlantıları tamamlanmamış ve dünya üzerinde hayat tecrübesi edinmemiş bir bebeğin kendi kendisine uyumayı, yemeği vs öğrenebileceği fikri bana pek de akılcı gelmiyor. Bu nedenle ben kızıma uyumayı daha doğrusu uykuya hazırlanmayı ve uykuya geçmeyi öğrettiğime inanıyorum. 4. ayımızdan itibaren bir uyku ritüelimiz ve buna bağlı bir uyku düzenimiz var. Hiçbir zaman uyku sorunu yaşamadık ama kızıma kendi kendini gevşetip, kendi kendine uykuya geçmeyi öğretmem öyle sanıldığı kadar kolay olmadı. Benim kızım da öyle yatağa bırakıldığında uyuyabilen ender bebeklerden değildi. Bir hayli emek sarfettim.
Şimdi de kızıma uykuya dalmak için gevşemeyi öğretirken dikkat ettiğim hususları yazayım:
  • İlk olarak: Kızımı kendi yatağına alıştırdım. Kızım 2 aylıkken sabah uykularını yatağında almaya başladı. 2inci ayın sonunda ise tamamen kendi yatağına geçti. Bu hususu doktorumuza sormam gerektiği hiç aklıma gelmemişti. 5 aylıkken doktora tesadüfen söylediğimde, aslında bebeklerin 6ıncı ayın sonuna kadar anne ile aynı odada yatmasını önerdiklerini, aksi takdirde bebekte özgüven eksikliği oluşabildiğini, ancak benim kızımın son derece kendine güvenli bir bebek olduğunu ve dolayısıyla sistemimizi değiştirmemize gerek olmadığını söylemişti. Ben bu özgüven olayına kulak asmıyorum, 2. bebeğimde de kendi odasında ve kendi yatağında yatırmaya devam edeceğim.
  • Ancak güven oluşturmak ile ilgili olarak şunu söylemeliyim: Ben kızımı 6. ayın sonuna kadar su bile vermeden emzirdim. Tracy Hogg rutinini uyguladığımız için, ne zaman acıkacağını bilip önceden hazırlanıyordum. Henüz ağlama raddesine gelmeden, daha mızırdanırken yanında oluyordum. Hatta eşim sabahları uyanıp "Kızım bu gece hiç uyanmadı galiba?" diye soruyordu :) Dolayısıyla kızım ihtiyaçlarının her zaman ve zamanında karşılanacağından son derece emindi, hala da gayet kendinden emin bir bebek.
  • Takip ettiğim bloglardan ve çevremdeki diğer annelerden duyduğum kadarıyla, anne ile aynı yatakta yatan bebeklerin istinasız hepsinde emerek uyuma ve buna bağlı olarak da uyku düzensizliği sorunu var. Bence bebek, annesinin kokusunu alınca otomatik olarak meme almak istiyor. Meme emerek uyuyunca da her uyandığında meme istemeye davem ediyor. Meme isterken ve emerken uyanık olduğundan da doğru düzgün uykusunu alamıyor. Dolayısıyla kızımla ancak ikimiz de istediğimizda beraber yatıyoruz, yoksa beraber yatmayı bir günlük alışkanlık haline getirmeyi hiç düşünmedim. Kızım zaten yatağına alıştığından çoğu zaman benden uzaklaşıp, arkasını dönerek ya da yatağın uzak bir köşesine kayıp ellerini başının altına koyup uyumaya çalışarak kendi yatağına gitmek istediğini belli ediyor.
  • Belki her bebeğin ihtiyacı farklıdır fakat tahminimce her annenin ihtiyacı aynı olmalı. Kastettiğim şu: Kızımla aynı odada yatarken, o gık dese uyanıyordum. Bebek her kımıldandığında uyandıkça da uykumu alamıyor ve uykusuzluk, uykusuzluğa bağlı yorgunluk nedeniyle de gergin bir anne oluyordum. Oysa kızım kendi odasında uyumaya başlayınca ben de daha derin uyumaya başladım. Dolayısıyla daha toleranslı bir anne oldum. Bunun sonucunda da bebeğim daha huzurlu bir bebek oldu. Her anne bebeğinin nefes alıp almadığını kontrol eder. Ama bence bebek bunu, yani sizin korkunuzu endişenizi farkediyor. Bebeğim benden uzakta uyuyunca, ben de daha derin uyuduğumdan, gece boyunca 5 dakikada bir kızımın hayatta olup olmadığını kontrol etmemeye başladım. Sanırım bunun da onun huzuruna katkısı olmuştur. Bence her anne dinlenmiş ve katlanma katsayısı yüksek bir anne olmak ister. Bunun için de UYKU ŞART...
  • Tracy Hogg ile 4. ayın sonunda karşılaşana kadar 1 ay kadar kızım memede uyumaya alışmıştı. Memede uyumaya o kadar kolay alışıyorlar ki, inanamazsınız :) Benim ruhum bile duymadan bir de baktım ki benimki memmmm, mem-meee diye dile gelmiş ağlıyor [Evet, böylece kızımın ilk kelimesi meme oldu ne yazık ki:) ]. Hele kızım "mem-memmm" dedikçe, "Evet, aslında haklı. Bu onun memesi ve onu memeden ayrı tutmaya hakkım yok" diye düşünmeye başlamıştım her duygusal anne gibi. Fakat sonra Tracy Hogg'u okudum ve bakış açım tamamen değişti. Ayrıca benim eşim de, bloglarda okuduğum diğer babalar gibi "Kızımı ağlatma, ne istiyorsa ver" deyip duruyordu. Kendisini karşıma aldım "Bak hayatım" dedim. "Bir karar vermemiz lazım: Kızımı ağlatmamak için her istediğini yaparsam mı iyi anne olacağım, yoksa ona uykuya dalmayı öğretip iyi bir uyku almasına ve dolayısıyla büyümesine katkı sağlayarak mı iyi bir anne olacağım? Bebeğini ağlatan kötü anne de, bebeğini tüm gece memede tutup hem uykusuz bırakan hem de ileride diş çürümesi, çene yapısı bozukluğu vs gibi sorunlara yol açan anne, iyi anne mi? Bunları iyi düşün lütfen" dedim. Sanırım düşündü :) Bana hak verdi ve destek olacağını söyledi. Hakikaten oldu da...
Lafı çok uzattım, kızımı memede uyumamaya ve kendi kendine uyumaya nasıl ikna ettiğim artık başka bir yazımının konusu olsun :) Sonuç olarak söyleyeceğim şudur ki: Her bebeğin ihtiyaçları farklıdır. Fakat ben kendimi tanıyorum. En önemli ihtiyacımın iyi bir GECE uykusu olduğunu biliyorum. Bu nedenle, ikinci çocuğumu da kendi odasına, kendi yatağında ve kendi kendine uyumaya alıştıracağım. Bunun için yaptığım tüm fedakarlıklar ileride bana uyumlu, sakin ve fiziken iyi gelişmiş bir bebek olarak geri dönecek, eminim...

8 Mayıs 2010 Cumartesi

Anneler gününde nasıl bir hediye alalım?


Ben tercihimi benim kızım kadar şanslı olmayan başka ana kuzularına destek olmaktan yana kullandım:

Anneme hediye almak yerine, annem adına Nehir'e destek oldum.

Kızım da bana hediye almak yerine, babası vasıtasıyla, annesiz kuzulara destek oldu.

Bunlardan daha güzel bir hediye olamazdı sanırım. Mutluyum gece gece...