10 Ekim 2013 Perşembe

El ve Ayaklar İçin Yoğun Nemlendirme Nasıl Yapılır?





El ve ayaklarınız için kullanmak üzere şu yağlardan birini veya birkaçının karışımını evin değişik yerlerinde bulundurmalısınız (Küvet yanında, mutfak ve banyo lavabosu yanında, yatak odasında vs.):
 
Zeytinyağı
Vitamin E Yağı
Badem Yağı
Ayçiçek Yağı
 
  1. Bir kaba ılık su doldurup ellerinizi/ayaklarınızı içine sokun. Tırnak etleriniz yumuşayıncaya kadar suda tutmaya devam edin. Ortalama 15 ila 30 dakika arasında sürecektir. Eğer kendinize ayıracağınız 30 dakikanız varsa, bu süreyi sonuna kadar kullanın :) Ilık suyun içine saç veya vücut şampuanı dökerek el ve/veya ayaklarınıza köpük banyosu da yaptırabilirsiniz :)
  2. Seçtiğiniz yağı veya yağ karışımını bir tavada veya mikrodalga fırında ılıklaştırın. Çok sıcak olmasın ki cildinizi yakmasın. Yağı ısıtmak hem yağın içindeki asiti uçurur hem de sıcak yağı cilt daha kolay emer. Örneğin zeytinyağını koyduğunuz tavanın içine bir dilim ekmek koyun. Ekmeğin rengi döndüğünde tavanın altını kapatabilirsiniz.
  3. El ve/veya ayaklarınızı ılık yağın içine batırın ve yağ soğuyuncaya kadar bekleyin.
  4. Yağı parmaklarınıza, ellerinize/ayaklarınıza, tırnak ve tırnak etlerinize masaj yaparak yedirin.
  5. Fazla yağı kuru bir havluyla alın ya da ellerinizi akan suda yıkayın.
  6. Nemlenmiş el ve ayaklarınızın keyfini çıkarın :)
 
Üzerinde değişiklikler yapılmış çeviridir. Orijinal metin için bkz.:  http://www.flylady.net/d/br/author/dana/
 

 
 

8 Ekim 2013 Salı

Ekim Ayında Pazarda Neler Var? Ekim Ayı Yemek Listesi




İşte bizim pazarımız...
Sebze ve meyve alışverişimi yıllardır pazardan yapardım. Artık Akdeniz'e taşındım, manavdan da alışveriş yapsam fark etmiyor, orada da pazardaki ürünü bulabiliyorum. Ama hala pazara gidiyorum, çünkü hem pazarın havası başka, hem orada peynirli-tereyağlı bazlamamı yiyebiliyorum, hem de köylülerin kapı önlerinden topladıkları ve normalde manavlarda satılmayan meyve ve otları bulabiliyorum. Ayrıca kızımı da yanıma götürüyorum. Eskiden kızımı sırtıma bağlardım, puseti de pazar çantası olarak kullanırdım. Kızıma pazardaki meyve sebzelerden verirdim. O havuç yerken ben de sürekli konuşurdum. Mandalina koklatır, turşu tattırır, balıkları tanıtırdım. Şimdilerde pazara gitmek istemiyor bazen canı. O zaman puseti rüşvet olarak kullanıyorum. Eskiden binmek istemediği pusete şimdi binmek için can atıyor :) Artık yavaş yavaş turuncu domatesin alınmayacağını, yumuşak incirin daha lezzetli olduğunu öğrendi. Domatesleri torbaya atmadan doldurması gerektiğini aksi halde ezileceklerini söylemiştim. Geçen elmaları hızlı hızlı torbaya doldururken "Elmaları öyle yüksekten atma anne, canları acı." dedi :)
 

Ekim ayında son demlerini yaşayanlar:
  1. Taze fasulye
  2. Deniz börülcesi
  3. Domatesi-Salatalık-Biber: Alırken sera ürünü olmamalarına dikkat edin. Tarla ürünlerinin son dönemleri çünkü...
  4. Patlıcan - Kabak
  5. Üzüm: Alırken saplarının kuru olmamasına dikkat edin. Evde üzüm sirkesi yapmak için son ay :)
  6. İncir-Erik: İncir reçeli ve kışlık erik suyu yapmak için de son fırsat.
  7. Mısır
  8. Taze ceviz

Ekim ayında peyder pey çıkacak olanlar:

  1. Maydanoz-Dereotu-Roka-Tere-Marul-Kıvırcık: Maydanoz her mevsim yetişiyor aslında.
  2. Nar: Nar ekşisi alacaksanız, geçen seneden kalanları almadığınızdan emin olun. Kızım 1 yaşından beri nar yiyor. Ayıklaması da ayrı bir eğlence ve ileride yazı yazmasını kolaylaştıracak ince motor kas çalışması için birebir. Bir meyve daha ne yapsın?! :)
  3. Trabzon Hurması
  4. Balkabağı: Betakaroten açısından zengin, bol lifli... Çekirdeğini fırınlayıp yiyebilir, çocuğunuzla birlikte tatlısını yapabilirsiniz. Balkabağını çok seviyorum :)
  5. Pırasa
  6. Lahana
  7. Ispanak
  8. Karnabahar: Alırken siyah lekeli olmamasına dikkat edin.
  9. Havuç
  10. Pancar
  11. Kereviz: Burada kereviz yaprağının ıspanak gibi yemeğini yapıyorlar, içine de nohut ekliyorlar. Ben kereviz yaprağının turşuların tepesini bastırmak için kullanıyorum bu ay.
  12. Yeşil Mandalina - Portakal
  13. Ayva - Elma - Armut
  14. Turp
  15. Yer elması

Pazardan aldıklarım:

  1. Köy yumurtası
  2. Bazlama
  3. Peynir çeşitleri
  4. Süzme yoğurt
  5. Ceviz
  6. Tahin-pekmez: Bunların da bu yazın ürünü olduklarından emin olun, geçen seneden kalanları almayın.
  7. Fırında kurutulmuş mantı
  8. Çiğ Süt
  9. Mantar
  10. Biberiye: Biberiyeyi Eylül sonunda topladım, kuruttum.

Demek ki evimizde bu ay  ne pişecekmiş?! :)

KAHVALTI:

  1. Menemen: Son demlerini yaşıyor. Menemenlik konserve yaptım ama onlarla yapılan menemenin tadını beğenmiyorum, onları yemeklik kullanıyorum.
  2. Peynirli bazlama: Hem cuma öğlen öğününe hem de cumartesi kahvaltısına eşlik ediyor.

3. Peynir çeşitleri, ceviz, tahin-pekmez: Bizim eve Nutella ve türevleri girmiyor. Babası ile birlikte kendi çikolatasını, tahin pekmezi karıştırarak kızım yapıyor. Özellikle Nutella'nın insanlarda nasıl alışkanlık ve durdurulamaz bir yeme isteği uyandırdığını gördükçe ürktüm ben, içinde bağımlılık yaratan bir madde olduğundan şüpheleniyorum.


Ev yapımı keçi boynuzu pekmezi ve tahinimiz...




4. Mantarlı krep / Üzerine peynir serpilerek tavada pişmiş mantar
5. Tost / Fırında peynirli ekmek
6. Simit
7. Yoğurt/Ayran/Kefir
8. Ihlamur/Yöreye özgü adaçayı
9. Ballı, sirkeli su: İlaç niyetine içiyorum ayrıca sanırım kan şekerini de dengeliyor ki yeme isteğini azaltıyor.
10. Ballı biberiye çayı

ARA ÖĞÜN:

  1. Deniz börülcesi: Haşlayıp, ayıklayıp, üzerine sarımsak, zeytinyağı ve limon dökerek yiyoruz. Kızım da çok seviyor.
  2. 
    Haşlanmış mısır: Artanlar salataya
  3.  
  4. Haydari 

 
 
 4. Turşular / Pancar Turşusu: Her tür turşuya bayılan kızım sarımsaklı pancar turşusunu da küçüklüğünden beri çok severek yiyor. Ayrıca turşu da kuruyor artık ve kendi kurduğu turşuyu ikram ederken acayip gurur duyuyor :)
 
5. Çoban salata: Son demleri. Kızım bazen sadece salata yiyerek öğün yapıyor. Soğanlı çoban salata yemeyi çok seviyor.
 
6. Pırasalı / Ispanaklı / Mercimekli Börek - Sosyete Mantısı
7. Yoğurtlu çılbır
8. Kereviz salatası
9. Buharda karnabahar: Üzerine limon suyu ve yoğurt döküyoruz.
10. Mercimek köftesi: Kırmızı biberin içine doldurup, pikniğe filan da götürebiliyorum :)
11. Kısır
12. Humus
13. Pizza: Pizzamızı sebzeli yapıyoruz. Hemen hemen tamamen kızım hazırlıyor ve afiyetle de yiyor. Hatta arkadaşları geldiğinde onlara yapmaktan da büyük zevk alıyor.
14. Poğaça: Kızım dereotunu kopararak tek başına yiyecek kadar sevdiğinden poğaça hamuruna dereotu karıştırıyorum.
15. Tuzlu Mısır Unu Keki: İçine peynir, nane vs atınca, yanında da yoğurtla bayağı doyurucu oluyor.
16. Mantı: Pazardan aldığım mantıyı bir öğlen öğünü için yapıyorum kızıma. Hatta yanımıza alıp pikniğe gittiğimiz de oluyor :)
 
 
TATLI:

  1. Trabzon Hurması: Çatalla ezip cevizle karıştırılabilir hatta üzerine bir tatlı kaşığı da bal ve tarçın da gezdirilebilir.
  2. Elmalı Turta/Kurabiye: Lahana ile yapılan bir yalancı turta tarifi var. Dener denemez yazacağım :) Anneannemin yaptığı, üzeri pudra şekerli elmalı kurabiyeler en sevdiğim tatlıydı küçükken. Kızımın da hazır gofret, şeker ve benzeri ürün yemesindense evde hazırlanmış tatlıyı tüketmesin tercih ediyorum.
  3. Kabak Tatlısı: Az şekerli ve üzeri cevizli.
  4. Cevizli Elma Tatlısı
  5. Havuçlu Kek /Cevizli Kek
  6. Sütlaç
  7. Ayva Tatlısı: Tatlı yiyeceksek, bari meyve tatlısı olsun :)
  8. İncir Tatlısı: Sütlü olması tercih sebebidir :) Bu sene biraz incir de kuruttum.
  9. Havuç Tatlısı
  10. Bisküvi
  11. Mozaik Pasta: En zararlı tatlımız bu. Ama kızım yaparken çok eğleniyor. Hemen hemen tamamen kendisinin yapabildiği tek tatlı çünkü.
ÇORBA:
  1. Tarhana Çorbası
  2. Domates Çorbası
  3. Patates Çorbası
  4. Sebze Çorbaları: Balkabağı, pırasa vs.
  5. Mercimek / Ezogelin Çorbası
  6. Karışık Tahıl Çorbası
  7. Tavuk Suyuna Düğün Çorbası
  8. Balık Çorbası
  9. Bulgurlu Lahana Çorbası
  10. Kremalı Mantar Çorbası
 
MAKARNA / PİLAV:
 
  1. Patlıcanlı / Mercimekli Bulgur Pilavı
  2. Meyhane Pilavı: Domates, biberli, cıvık bulgur pilavı
  3. Keşkek
  4. Sebzeli Kuskus
  5. Çin Eriştesi (Noodle)
  6. Cevizli, Lorlu Ev Eriştesi
  7. Ton Balıklı Makarna
  8. Tavuklu Pilav
  9. Dible: Domatesli, taze fasulyeli pilav
 
ANA YEMEK:
 
1. Taze Fasulye: En sevdiğim yemeklerden biridir. Güzel yapıldı mı bir tencere yiyebilirim. Kızım da seviyor. Karadeniz'de dible denilen, fasulyeli pilavı da çok severim. Ama yapmaya üşendiğimden taze fasulye ile domatesli pilavı ayrı ayrı yapıp, sonra karıştırarak çakma dible yapıyorum. Kızım bu şekilde sulu yemeği de dökmeden saçmadan, kendi kendine yemiş oluyor. 
 


2. Pırasa: Bol bulgurlu, limonsulu ve suyunu çektirerek, az sulu yaptığım zaman bayılarak yiyorum kızım.
3. Kıymalı Kapuska: Havucu rendelenmiş olmalı.
4. Ispanak: Kendi suyunda kavrulmuş olarak ya da havuçlu yemeği.
5. Kıymalı Karnabahar Yemeği
6. Erişteli Yeşil Mercimek Yemeği
7. Köfte veya Haşlama Et: Acil yemek yapılması gereken bir gün.
8. Türlü
9. Zeytinyağlı yer elması
10. Patlıcan / Kabak İmambayıldı
11. Patlıcan / Kabak Ograten
12. Nohut / Kurufasulye
13. Zeytinyağlı Pirinçli, Dereotlu Kabak
14. Kıymalı Patates
15. Patlıcan / Karnabahar Musakka
16. Ekşili Köfte
16. Kabak Dolma

3 Ekim 2013 Perşembe

Kimyasal Kullanmadan Gümüş Nasıl Parlatılır?



Prensip olarak değerli maden kullanmaya karşı olan biriyim. Ama evime hediye olarak getirilen iki üç parça gümüş eşyam var. Onları temizlemek bana çok zor geliyordu. Gümüş parlatıcısı aldım içime sinmeye sinmeye ama hem doğru düzgün parlatmadı, ovalaya ovalaya kollarım koptu, hem de kokusu ciğerimi deldi geçti. Neyse ki internet var. Biraz araştırma yaptım ve iki farklı yöntem uyguladım. İkisi de birbirinden kolay. Gümüş parlatıcısı bir daha evime gelmemek üzere kendisine başka bir ev buldu :)
 
Soldaki kase biraz daha iyi durumda ama sağdaki minik kasenin içine herhalde etkileşime gireceği bir şeyler koymuşum ki kapkara olmuş.

İçlerindeki siyah lekeler görünüyor.

İlk önce diş macunu sürme yöntemini denedim. Ben diş macunu da kullanmıyorum ama eşim Sensodyne'den vazgeçemiyor. Neyse ki benim de bir işime yaradı macun :)
 
Bu kubbe de bakır mı, gümüş kaplama mı nedir bilmiyorum. Hediye gelmişti 2,5 sene evvel. Ve ilk defa parlatılacak.

Yukarıdaki fotoğrafta görülen kubbeyi, sağda görülen fırça yardımıyla macunladım ve bir 10 dakika kadar beklettim. Sonra yine aynı fırçayı biraz ıslatıp köpürte köpürte ovaladım. Sonra kalan lekeleri bir de bezle ovaladım ve akan suyun altında yıkayıp kuruladım. Aşağıdaki fotoğrafta parlatılmış kubbe ile henüz işlem görmemiş alt tabağının farkı görülüyor.


Kubbe üzerindeki siyah leke, iPad'imin yansıması :)

Diğer küçük parçalar içinse ocakta deneme yaptım. Bir miktar su kaynattım. Tencerenin dibini alüminyum folyo ile kapladım. Kaynayan suya karbonat ve tuz ekledim.
 
 

 

 
Sonra gümüş parçaları alttaki alüminyum folyoya değecek şekilde tencereye yerleştirip bir 5 dakika suyun içinde bıraktım.
 

Buhardan dolayı biraz buğulu çıkmış.

Parçaları çıkardığımda lekeler hafiflemişti. Biraz havluyla ovalayınca iyice temizlendiler ve parladılar ama çok kararmış olan bölgelerdeki o simsiyah lekeler duruyordu. Onları da macunlayıp beklettim.
 


Tencereden çıkardığım alüminyum folyo parçaları simsiyah olmuşlardı.




Gümüşleri ovduğum havlu da sonunda bu hale geldi. Ama zeytinyağlı sabunla çitileyince temizleniverdi. Yapışkan bir kir değilmiş.
 
 
 
 
En sonunda kapkara olan küçük parçalar da parladılar. Tüm parçaların son hali en üstteki fotoğrafta görülüyor. Burada uzun uzun anlattım ama kaynatması 10 dakika, macunla bekletmesi 5 dakika, ovma işlemleri de dahil yarım saatte bitti. Bu kadar kolay olacağını bilseydim 3 sene bekler miydim? Artık gümüşler bu derece kararmadan, düzenli olarak parlatma işlemi uygularım. 

2 Ekim 2013 Çarşamba

Yağlanan ve Kirlenen Lavabo Süzgeçleri ile Tarak ve Fırçalar Nasıl Temizlenir?



Sabit lavabo süzgeçlerini temiz tutmak çok zor. Ben de düzenli olarak temizlemek yerine tamamen kirlenene kadar bekliyorum. Aşağıdaki fotoğrafta artık son raddede kir tutmuş süzgeçler görünüyor.




Yağlanmış, kirlenmiş, kireç ve su lekesi olmuş süzgeçleri bir kaseye yerleştirdim.




Üzerlerine sirkeli ılık su doldurdum.

 
 
 
Bir süre sonra sirkeli sudan çıkardım. Soğuk suyun altında eski bir diş fırçası ile güzelce fırçalayarak yıkadım. Kıyıda köşede kalan yerleri de kulak çubuğu ya da pamuk sarılmış kürdan ile temizleyebilirsiniz. Sonunda pırıl pırıl oldular. En üstteki fotoğrafta görülüyor.
 
Saç fırçaları da aynı şekilde kiri, yağı biriktirir. Üstelik temizlenmezlerse saç diplerinde sivilcelenmeye, yağlanmaya ya da kepeklenmeye neden olabilir. Onları da şampuanlı veya sirkeli ılık suya yatırıp bir gece bekletiyorum. Sonra fırçanın üzerindeki saçları tarakla tarayarak çıkartıyorum. Fırça kılları dibindeki kir topakları da çoğunlukla saçlarla birlikte çıkıyor.
 
Daha ayrıntılı ve fotoğraflı anlatım için bkz: http://www.wikihow.com/Clean-Hairbrushes-and-Combs

 
En sonunda fırça kökünde kalan kirleri ve taraktaki kirleri de eski bir diş fırçası ile fırçalayarak çıkartıyorum.
 
 



Eğer doğal olsun diye sirke kullanmak istiyor fakat kokusunu sevmiyorsanız, sirkeli suyun içine birkaç damla okaliptüs (cold mix de olabilir), lavanta, nane ya da çay ağacı yağı (hint defnesi)ekleyebilirsiniz.
 
Sirkeli ya da şampuanlı suyun içinde 15 dakika tutmanız yeterli geliyor.