Kızım ve oğlum apartmanımızın bahçesinde |
Evetttt, yaşarrrr :)
Kızım 14 aylık, kedi oğlum 6 yaşında. Zaman geçtikçe ve kızım büyüdükçe birbirlerini daha çok seviyorlar. Geçen gün halının üzerinde kızıma et yedirmeye çalışırken, kedim sessizce yaklaşıp kafasını tabağa uzatınca birden parladım. Sesimi yükseltip kedi oğluma kızdım ve hemen salondan dışarı çıkardım. Veeee kızım tarafından bin pişman edildim. Kızım, her gün ayıla bayıla yediği yemeğini yemedi; eti her ağzına götürmek istediğimde eline alıp salon dışına çıktı ve kedi oğluma elleriyle yedirdi :) Çok pişman oldum, çok utandım... Kızımı ancak parka götürerek, yani olay mahallinden uzaklaştırarak sakinleştirebildim.
Hamileyken "kediyi gönder evden" dediler; doğum yaptım, "bebeğe zarar verir" dediler. Dediler de dediler... Ama ben oğlumu çok seviyorum, onsuz kalırsam aklım da kalbim de onunla kalır. Ayrılmadım tabii ki...
Hamile kalmaya niyetlendiğimde toksoplazma testi yaptırdım. Toksoplasma bir parazitten meydana gelen enfeksiyondur ve "köpeğin/kedinin kılından tümör oldu, öldü" diye anlatılan şehir efsanesinin temelini oluşturur :) Kısaca anlatalım:
- Toksoplasma, mikroskopik bir parazitle meydana gelen bir enfeksiyondur.
- Pişirilmemiş enfekte etin yenmesiyle; çiğ salam, sosis, sucuk tüketilmesiyle; paraziti taşıyan kedi dışkısının ellenmesiyle alınır.
- Bu enfeksiyonu geçiren bir yetişkinde basit grip benzeri belirtiler görüldüğünden anlaşılmayabilir. Ancak bir kere bu enfeksiyonu geçiren birine yapılan testte toksoplasma pozitif çıkacaktır. Bu da artık bir ikinci defa enfekte olma riski taşımadığı anlamına gelir.
- Ev kedileri bu paraziti enfekte kemirgen hayvanları ve kuşları yiyerek alırlar.
- Hamilelik boyunca, özellikle erken hamilelik döneminde kedi dışkısı ellenmemeli, çiğ köfte gibi çiğ et türevleri tüketilmemeli ve çiğ yenen yiyecekler (sebze ve meyveler) iyice yıkanmalıdır.
Hamile kaldığımda 4 senedir kedimle beraber yatıp kalkıyor olmama rağmen toksoplasma testim negatif çıkmıştı. Zira kedim çiğ et ile beslenmiyor, dışarı çıkmıyor. Ayrıca ben de çiğ et yemiyorum ve güvenmediğim yerde çiğ yiyecek (salata) tüketmiyorum. Sonuç olarak test pozitif çıksaydı hamileliğim boyunca risk taşımayacak olmama rağmen, toksoplasma testi negatif çıktığı için dikkatli olmam gerekiyordu.
Hemen kedime otomatik kedi tuvaleti satın aldım. Pahalı bir üründü, satın alırken epey düşündüm ama 2 senedir kullanıyorum ve çok memnunum. Böylece kedimin tuvaletini temizlemekten kurtuldum. Tuvaletin çöp kutusunu boşaltırken hep kullan-at eldivenlerden kullandım ve hatta hamileliğimin ilk döneminde, bu işlem sırasında içim rahat etsin diye ameliyat maskesi taktım.
Bununla birlikte tüm hamileliğim boyunca kedim karnımın üzerindeydi. Kızım içeriden ona tekmeler atıyordu. Hamileliğin getirdiği tembellik zamanlarında kedimle beraber yattıyorduk. O da, ben de pek mutluyduk :)
Kızım doğunca kedi oğlumla bir süre ilgilenemedim. Kızımın odasına girmesi zaten yasaktı. Kızım doğduktan sonra da bu yasak devam etti. Geceleri zaten odasında ve kapısı kapalı uyuduğu için, kızım doğduktan sonra da çalışma odasında kaplumbağam ile uyumaya devam ettiler :) Kızımın emekleme dönemi bitinceye kadar, yani yaklaşık 9 ay salona girmesi de yasaktı. Böylece kızımın, beyaz tüylü kedimin tüyleri ile haşır neşir olmasını önlemiş oldum.
Şimdi kızım 14 aylık. Kedim eski yaşantısına geri döndü. Kızım bakıcısı ile dışarıya oynamaya çıkınca, biz de oğlumla uzanıp kitap okuyoruz. Kızım yemeğini yemek istemeyince "Kediye veriyorum o zaman; aman kedi dur gelme, yiyeceğiz biz yemeğimizi" vs diyoruz ve kısa zamanda tabağın dibini görüyoruz. Arada kediye de yemek veriyoruz; kızım daha da bir iştahlanıyor. Yemek masasında sıkıldığı zaman kediyi lazer ışığı ile oynatıyorum. Kızımın dikkati dağılıyor, tabağı yalayıp yutuyor :) Kedimin faydaları saymakla bitmez yani :)
Bu arada kızım bir başkası istemediği sürece başkasını elleyemeyeceğini, gözüne parmak sokamayacağını, saçını çekemeyeceğini kedi oğlumdan öğrendi. Biliyor ki aksi halde bir güzel pati yer. Oğlum, kızımı asla incitmedi ama canı yandığı zamanlar patisini vurarak ya da ısıracakmış gibi hamle yaparak kızımı korkutuyor. Kızım da geri adım atıyor. Başlarda kızım korkup ağlıyordu. Ben müdahale etmedim, nasıl davranması gerektiğini yaşayarak görsün istedim. Artık parka oyun oynamaya gittiğimizde kızım diğer çocuklara sarılıyor, öpüyor, cici yapıyor ve ben de onunla gurur duyuyorum. Oysa diğer çocuklar bir başkasına nasıl davranılması gerektiğini bilemiyorlar. Sarılmak isterken itiyor ve düşürüyorlar. Cici yapmak isterken saçını çekiyor, yüzüne vuruyor ve canını acıtıyorlar. Meraklarına yenik düşüp gözüne parmak sokmaya çalışıyorlar. Diğer anneler, çocukları başka bir bebeğe dokunmak istediğinde hemen araya girip müdahale etmek zorunda kalıyorlar. Oysa ben kızımdan eminim, asla müdahale etmeme gerek kalmıyor. Çünkü kızım başkasının vücuduna saygı duymayı kedi oğlum sayesinde öğrendi.
Ayrıca paylaşmayı (yemeğini bile), kardeşini korumayı (bana karşı bile) ve başka bir canlı ile oyun oynamayı da yine kedi oğlumdan öğrendi. Benim istesem de, uğraşsam da öğretemeyeceklerimi oğlum kızıma öğretti. Mesela sabahları oğlumun kapısı kapalıyken, kızım onun uyuduğunu biliyor ve asla rahatsız etmiyor. Kedi oğlum içeriden "beni çıkarın artık" miyavı ile seslendiğinde kapıya gidip, "aç" diyor. Sonra içeri girip su kaplumbağama "mama" vermek istiyor. Kedi oğlum yemek yerken onu rahatsız etmemesi gerektiğini de yavaş yavaş öğreniyor. Yani kızım henüz 14 aylıkken "mahremiyet", "özel hayata saygı" kavramlarıyla tanışıyor.
Kızım "cici" yapmayı öğreniyor. |
Hepsi kedi oğlum sayesinde. Eh, kızım arada azıcık tüy de yutmuştur muhakkak ama halısının ya da kürklü yeleğinin tüylerini de yutuyor. Tüy konusunda bu kadar pimpirikli olmamıza anlam veremiyorum. Şunu unutmamak gerekir ki Afrika'da hayvanlarla birlikte büyüyen çocuklarda alerjik hastalıklara rastlanmıyor. Oysa artık büyük şehirlerde hangi arkadaşıma sorsam, çocuğu "alerjik bünyeli". Benim kızım ise alerjik astım başlangıcı olan babası nedeniyle doğuştan risk altında olmasına rağmen, muhtemelen yuttuğu kedi tüyleri ile sapasağlam :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder