Ben gelişen teknolojinin doğaya uyumlu şekilde yönlendirilebileceğini düşünüyorum. Modern kumaş kadın pedleri de bunun en güzel örneklerinden biri bence.
Bir süredir kumaş kadın bezi kullanıyorum. "Acaba tiksinir miyim?" diye tereddüt ettiğim dönemde bana destek veren Tanya Seçil'e teşekkür ediyorum.
Benim kullandığım kadın pedi NeoComfort marka ve bambu kumaşından elde edilmiş. Bambu kumaşı özellikle tercih ettim. Kızıma da bambu kumaştan dokunmuş havlular kullanıyordum ve ne kadar emici olduklarını biliyordum.
Resimde de görüldüğü gibi pedlerin kanatlarında çıtçıtlar var. Kanatları iç çamaşırınızın etrafından dışa doğru katlayıp çıtçıtlarla birbirine kenetliyorsunuz. Çoğunlukla kaymıyor. Ama gecelik ya da külotlu çorap giymeden etek giyecekseniz sağa sola oynama ihtimali var. Bu ihtimali bertaraf etmek için de pedin altına amerikan fermuarı dikebilirsiniz. Yalnız bu durumda dikkat etmeniz gereken bir husus var: Amerikan fermuarının kapatıcı yüzeyini saklayın ve yıkama yaparken mutlaka o yüzeyi kapatıp, öyle yıkamaya atın. Yoksa diğer çamaşırlara yapışıp, kumaşı zedeleyebilirler.
Yıkama hususuna gelince, ben şöyle yıkıyorum (bu işlemleri bebeklerine demir ilacı kullanıp da lekelenen kıyafetlerle başa çıkamayanlar da uygulayabilir, zira kan gittikten sonra geriye kalan lekeler aslında sadece demir lekesi)
Yıkama hususuna gelince, ben şöyle yıkıyorum (bu işlemleri bebeklerine demir ilacı kullanıp da lekelenen kıyafetlerle başa çıkamayanlar da uygulayabilir, zira kan gittikten sonra geriye kalan lekeler aslında sadece demir lekesi)
- Öncelikle kanı suyun altında akıtıyorum.
- Sabun cevizi ya da zeytinyağı sabunu gibi bir bir sabunla çitiliyorum (normal sabun, lekeleri çıkartmıyor).
- Eğer inatçı bir leke varsa üzerine limon sıkıyorum (dalga geçmeyin, işe yarıyor).
- Eğer suda bekleteceksem limonlu ya da elma sirkeli suda bekletiyorum (kullanım talimatında en az 30 dakika ila 1 saat arasında bekletin yazıyor). Eğer çıkarır çıkarmaz çitilemişsem bekletmeye hiç gerek kalmıyor.
- Düşük ısıda yıkıyorum. Zira sıcak su, demir lekesini sabitliyormuş.
- Benim çamaşır makinemin leke programı var. O programdan "kan lekesi"ni seçiyorum. Eğer çıkarır çıkarmaz yıkamış ve çitilemişsem en kısa programda 15 dakika yıkama yapmam yetiyor.
- Sabun cevizi ile yıkama yapıyorum (Yumuşatıcı zaten hiç kullanmadım ama bu pedlerle özellikle kullanmamak lazımmış. Çünkü yumuşatıcılar ipliğin etrafını kaplayarak yumuşaklık hissi veriyorlarmış ama bu durumda da kumaşın emiciliği azalıyormuş.)
- Acelem varsa kurutma makinesinde kurutuyorum. Ama önceliği güneş altında kurutmaya veriyorum. Zira güneş cidden lekeleri yok ediyor. İlk duyduğumda ihtimal vermemiştim. Ama denedikçe gördüm. Islakken "Çıkmamış bunun lekesi" dediğim pedlerdeki lekeler, güneş altında kuruduktan sonra görülmeyecek derecede hafiflemiş oluyorlar.
- Demir lekesi bazen çıkmayabiliyor. Lekeli olması, pedin kirli olduğu anlamına gelmiyor. Bu nedenle kafama takmıyorum. Yıkandıkça lekeler çıkıyor zaten. Şu anda evime gelip "Getirsene şu pedlerini bir bakalım." deseniz, an azından 2-3 tanesini hiç utanmadan gösterebilirim; çünkü hemen hemen yarısı her adet döneminden sonra tamamen lekesiz olarak yıkanmış oluyor.
Suda bekletmek için kilitli kovaları kullanıyorum. Böylece hem görüntü kirliliği yaratmıyorlar hem de kızım kazayla filan içini açıp eller mi, endişesi yaşamıyorum:
Her gün 3 adet bez kullanıyorum. Düzenli yıkamada, toplamda 6 adet bez, yedi gün boyunca yetiyor. Çamaşır makinesini daha az çalıştırmak isterseniz, bez sayısını daha fazla tutmanız gerekiyor.
Çamaşır suyu asla kullanmıyorum. Zira hem kumaşı deforme ediyor hem de cilt sağlığı açısında zararlı olduğu ispatlandı. Bembeyaz kumaşlarım olsun diye kanser olmak istemiyorum. Bu ürünün bambu kumaşı, üst yüzeydeki sıvı geçirmez kaplaması, dikiş ipliği, etiketi ve hatta çıtçıtı bile Öko-Tex sertifikalı.
Tüm adet dönemi boyunca bu bezleri kullanıyorum. Ama ikinci ve üçüncü günlerde, sabahları tampon kullanıyorum (tampon kullanımını merak ediyorsanız: http://sormabulmadunyasi.blogspot.com/2011/09/yaz-tatilinde-regl-olmak-tatilin-sonu.html). Çünkü o dönem kanamam fazla oluyor. O günler yoğun bir iş temposundaysam, yine sabahları pedimle beraber tamponu da ihmal etmiyorum. Böylece tuvalete gidip pedle uğraşarak vakit kaybetmek zorunda kalmıyorum (bunu zaten normal ped kullanırken de yapardım). Henüz denemedim ama uygun bir zamanımda tampon yerine menstruasyon kaplarından alıp denemeyi düşünüyorum, böylece bir kullan-at üründen daha kurtulmuş olurum:
http://dunyayikurtarankadinlar.blogspot.com/p/deneyimler.html
http://dunyayikurtarankadinlar.blogspot.com/p/sorularmz-ve-cevaplar.html
http://dunyayikurtarankadinlar.blogspot.com/p/deneyimler.html
http://dunyayikurtarankadinlar.blogspot.com/p/sorularmz-ve-cevaplar.html
Ev dışında, kullanılmış pedleri emici kısmı içe gelecek şekilde katlayıp, kulaklarını da üstüne doğru katlayarak çıtçıtları ile iki yandan kapatıp, yukarıdaki resimde görülen pembe çantasına atıyorum. Çanta su geçirmeyen kumaştan. Kirli pedler tüm günlerini o çantanın içinde geçirebiliyorlar. Yedek pedleri de bu çantanın içinde taşıyorum ki hijyenik bir şekilde taşınıyorlar böylece. Zaten pedler antialerjik ve antibakteriyel kumaştan üretilmişler.
Almak isteyen varsa, ürünü internet üzerinden (online olarak) da alabilirsiniz: http://www.babyneomarket.com
Eğer kendi dikmek isteyen olursa, o da mümkün: http://uturuki.blogspot.com/2010/07/geri-donusumun-bir-adm-otesi.html
Neden kumaş ped kullanma ihtiyacı hissettim? Bu soru çok geliyor. Herkesin nedeni ayrı olabilir. Benim nedenlerim şunlardı:
- Plastik malzemelerden hoşlanmıyorum. Cildimi tahriş ettikleri gibi, tenime dokunuşundan da hazzetmiyorum. Kim pamuklu tiril tiril bir kumaş dururken, naylon kumaştan giysi giymek ister ki? Ayrıca normal pedlerdeki plastik bende tahrişe yol açıyordu. Sadece bende oluyor sanıyordum. Meğer "Alerjik Kadın Tahrişi" denen bir hastalık varmış. Kumaş bezlerde böyle bir alerjik tahriş olmuyor.
- Hayatı kolaylaştırdıklarını iddia eden ürünlerin aslında sağlığımızla oynayarak hayatı zorlaştırdıklarını düşünüyorum. Dolayısıyla kullan-at ürünlerin hiçbirine güvenmiyorum. İmkanım varsa sürekli kullanımı olan ürünleri tercih ediyorum. Bu ürünü 25 yıl boyunca kullanabilirmişim. Sonra da menopoza girerim zaten herhalde :)
- Tüketimin teşvik edilmesinden hoşlanmıyorum. Belirli ürünler için "sürekli" harcama yapmak hoşuma gitmiyor. Sırf bu nedenle bile kullan-at ürünlerin hepsinden vazgeçebilirim. Normal bir kadın hayatı boyunca yaklaşık 10.000 adet kadın pedi kullanıyormuş.
- Bir kadın olarak adet dönemlerimde nasıl hissedeceğimin empoze edilmesinden hoşlanmıyorum. Kumaş ped de buna karşı kişisel bir başkaldırı (dalga geçmeyin demiştim, değil mi?). "Hijyenik" pedler takıp, hiç ağrı sızı hissetmeden, bembeyaz pantolonlar giyip, hayatıma her zamanki gibi devam etmek istemiyorum. Bu beden benim. Regl olduğumda neler hissettiğimi ve nasıl davranmak istediğimi ben belirlemek istiyorum.
- Pis olmadığımı hissetmek hoşuma gidiyor. Kendi pedimi kendim yıkıyorum. Suyla temizliyorum, misss gibi yapıyorum. O zevki, hijyenik pedleri plastik kaplarına sarıp, tuvalet köşelerindeki çöp tenekelerine atarken yaşayamıyorum. İnsan psikolojisi işte :)
- Doğaya bir faydam olduğunu hissediyorum. Yılda ortalama 350.000.000 ped tüketiliyormuş ve bu pedlerin her biri doğada ancak 200 yılda kayboluyormuş. Yakılmaları durumunda ise ortaya ciddi miktarda, zehirli bir gaz olan dioksin çıkıyormuş. Ayrıca ped atıkları aynı zamanda kan atıkları olduğundan Hepatit B ve HIV gibi hastalıklar açısından taşıyıcı da olabiliyormuş. Düşündüm de, hastahanelerde en ufak kan bulaşmış aletleri bile "Tıbbi Atık" çöplerine atıyorlar. Bizim pedler ise her yerde!
Güncelleme: Bu yazıyı yazdıktan bir ay sonra kişisel tarihimde bir dönüm noktası yaşandı ve aylardır devam ediyor. Artık ben de regl olduğunu tuvalete gittiğinde fark eden kadınlardanım. 22 yıldır çektiğim sancılar bıçak gibi kesildi. Ki doğumdan önce her ay hastaneye kalkar, damardan ağrı kesici almak zorunda kalırdım; her ayımın 3 günü iptal olurdu. Hamile kalmam ve doğum yapmam bile ağrılarımı tamamen sonlandırmamıştı. Geldiğim bu noktaya inanamıyorum. Sanırım hepsi psikolojikmiş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder