Sebze ve meyve alışverişimi yıllardır pazardan yapardım. Artık Akdeniz'e taşındım, manavdan da alışveriş yapsam fark etmiyor, orada da pazardaki ürünü bulabiliyorum :) Ama hala pazara gidiyorum, çünkü hem pazarın havası başka, hem orada peynirli-tereyağlı bazlamamı yiyebiliyorum, hem de köylülerin kapı önlerinden topladıkları ve normalde manavlarda satılmayan meyve ve otları bulabiliyorum.
Bakalım bu hafta evimizde neler var:
- Kırmızı kapya biber
- Pırasa
- Taze barbunya
- Yufka
- Tarla Domatesi-Salatalık
- Erik-Üzüm-Elma-Armut-Kavun-Karpuz-İncir
- Maydanoz
- Çiğ süt
Demek ki evimizde bu hafta ne pişecekmiş?! :)
- Etli dolma: Kızım artık dolmanın biberini de keyifli yiyor ama yazın dolmaları kırmızı biberden yapmayı tercih ediyorum. Kırmızı biberin tatlımsı bir tadı var, ailecek dolmaya yakıştırıyoruz.
- Pırasa kavurma: Zor günlerin kurtarıcısı. Denizden eve gelip de acilen yemek yapmam gereken zamanlarda hemen pırasa kavurması yapıyorum. Yanında yoğurtla bir öğün oluyor.
- Pırasalı börek: Pazardan taze yufka alınca, pırasalı börek yapmadan olmaz.
- Barbunya pilaki: Zeytinyağlı barbunyaya bayılırım. Taze barbunya sanırım bitmek üzere. Bir kilo kadar ayıklayıp buzluğa atacağım.
- Tarla domatesi: Bizim pazarda hâlâ var. Bir miktar domates konservesi yaptım. Bu hafta da menemenlik konserve yapmak niyetindeyim.
- İncir: Bizim burada incirin bin bir çeşidi var. Köylülerin topladıkları iri bilye boyutlarındakileri çerez gibi yemeye bayılıyorum. Siyah incir ise bal gibi. Frenk incirini bilir misiniz? Ben buraya gelince öğrendim. Kaktüsün meyvesi aslında, ama incir deniyormuş. Bu yaz başlıca tatlımız incir, bal gibiler yahu!
- Elma: Bütün yaz yememiştik. Artık yavaş yavaş yemeye başladık.
- Armutlu kek: Ne kadar lezzetli oluyormuş meğerse? Geçen hafta yumuşayan armutları değerlendirmek için yaptım, bayıldım. Bu hafta yine armut aldım, umarım yumuşamaya vakti kalır :)
- Çoban salata: Yeşillik almıyorum artık pek. Çünkü salata olarak kuru soğan, domates, salatalık, biraz maydanoz üzerine nar ekşisi ve zeytinyağı koyup yiyoruz. Zaten kızım bazen salatayla öğün yapıyor :)
- Sütlaç: Artık çiğ süt alıyorum. Köylü bir amca sokağımın başına getiriyor haftada iki gün. Üzerinde iki parmak yağı oluyor. Kaymağını kahvaltıda balla yiyoruz (üstünüze afiyet). Sütüyle de sütlaç yapacağım bu hafta. Kızım tadına bayılıyor. Kısa bir sütlaç yapımı önerisi de vereyim:
- Sütlü tatlı yaparken olabildiğince nişasta kullanmayın, acı bir tat veriyor. Pirinç unu da kullanabilirsiniz ama en iyisi buğday unudur.
- Nişasta kullanmamak için nişastası bol bir pirinç tercih edin. Osmancık pirincinin nişastası boldur mesela.
- Mümkünse çiğ süt, mümkün değilse tam yağlı süt kullanın. Süt ne kadar kaymaklıysa (yağlı yani) sütlaç o kadar lezzetli olur.
- Sütlaç uzun sürede pişmeli ki böylece sütün suyu buharlaşsın ve süt katılaşsın; ayrıca süt, un ve pirinç iyice özdeşleşsin. Bu nedenle ben pirinci önceden haşlamam, çiğden koyarım, pirinçler sütün içinde pişerler.
- Sütlaç pişirirken mümkün mertebe ocağın başından ayrılmadan sürekli karıştırmak gereklidir.
- Kaselere boşaltırken tencerenin altı kapatılmamalı ki pirinçler dibe çökmesin, kaselere eşit oranda dağılsın.
Gelelim sütlaç (sütlü aş) tarifine (hepsi göz kararı, damak tadı)
- Süt
- Pirinç
- Toz şeker
- Un
- Toz şeker
- Un
- Tencereye, soğuk sütü koyun.
- Üstüne pirinci YIKAMADAN koyun. Pirincin miktarı damak tadına göre değişir. Kimi az pirinçli sever, kimi çok. Ben 1 litre süte 1 küçük çay bardağı kadar pirinç koyuyorum.
- Sürekli karıştırarak kaynatın. 20 dakika kadar kaynasın ki pirinçler yumuşasın.
- Unu ekleyin. Unun miktarını da göz kararı ayarlıyorum. Önce biraz ekleyip bekliyorum, yeterli bulmazsam biraz daha ekliyorum. Ama aşağı yukarı 1 litre süte 1 yemek kaşığı un iyi geliyor.
- Çırpıcı ile çırparak karıştırırsanız topaklanmaz. Topaklanmadan ekleyemiyorsanız biraz soğuk sütün içinde unu ezip, yavaş yavaş dökün tencereye. Bir 20 dakika daha kaynatın, karıştırmayı unutmayın.
- Pirinçler iyice yumuşayınca, en son aşamada şekeri ekleyin. Şekeri ekledikçe sütün tadına bakın, damak tadına göre değişir şeker miktarı ama ben 1 litre süte 1 çay bardağı kadar şeker koyuyorum. Şeker içine girdiği yemeği biraz sulandırır, kıvamını kontrol edin.
- Kıvam kontrolü için bir çay kaşığı sütlacı alıp, cam bir çay tabağına dökün. Bir iki dakika sonra tabağı eğin, eğer soğumuş sütlaç akmadan duruyorsa bu iş bitmiş demektir.
- Tencerenin altını KAPATMADAN, kepçeyle kaselere aktarın.
- Kaseler soğuyana kadar tezgahta beklesin, sonra buzdolabına geçirin. Buzdolabında üstü açık bekletirseniz, süt dolaptaki bütün kokuları emer. Bu nedenle mümkün mertebe ağzı kapalı kaseler kullanın.
- Yerken kan şekerinizin aniden yükselmesini istemiyorsanız (hem pirinç, hem de şeker çifte tehlike; her ikisinin de glisemik indeksi çok yüksek), yerken üzerine bol bol tarçın serpin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder