4 Ağustos 2013 Pazar

3,5 Yaşında Çocukla Meis (Kastellorizo) Adası - I

Adanın tüm yerlilerinin oturduğu Kastellerizo Köyü Limanı'nın genel görünümü... Tipik Yunan mimarisi taş evler, evlerin boyları aynı, kapı pencere ve balkonlar rengarenk boyanmış...

Türkiye'nin Antalya'ya bağlı Kaş ilçesinden yüzerek gidebileceğiniz kadar yakınmış hissi veren Meis Adası, Yunan mutfağını tadıp sakin ve huzurlu bir gün geçirilebilecek küçük bir Yunan adası. Ada ile ilgili genel bilgiye, adanın resmi internet sayfasından ulaşabilirsiniz: http://www.megisti.gr/en/index.asp
Ayrıntılı bilgi için bkz:


                                                                     
Kaş'ın merkez meydanı olan Cumhuriyet Meydanı'nda bulunan Kahramanlar Turizm ve Yatçılık Anonim Şirketi'ne veya Meis Express'e başvurabilirsiniz. Her iki şirkette gidiş-dönüş ücreti olarak kişi başı 25 Avro alıyor.
Bu şirketlere başvurduğunuzda yabancıları, yeşil pasaportlu olanları ve Shengen vizesi sahibi Türk vatandaşlarını hemen tekneye kabul ediyorlar. Eğer Shengen vizeniz yoksa, bir vizeye uygun fotoğraf ve pasaportunuz ile birlikte başvurmanız durumunda 2-3 iş günü içine tek girişli, 5 günlük Shengen vizesi çıkartıyorlar, böylece günübirlik Meis Adası'na gidip dönebilir ya da birkaç gününüzü orada konaklayarak geçirebilirsiniz. 5 günlük Shengen vizesi için ücret 60 Avro civarında.
Şirkete ait Kahramanlar isimli feribot yaz sezonu boyunca haftada her gün, kış aylarında da haftanın bazı günleri sabah 10.00'da Kaş limanından hareketle 20 dakikalık yolculuk ile Meis Adası'na gidiyor, akşam 16.00'da ise geri dönüyor. Yazları ayrıca akşam 18.00'da kalkıp 24.00'te dönen feribot seferleri de mevcut.
Meis Adası'na indiğinizde pasaportunuzu yerel yönetime teslim ediyorsunuz, dönüşte geri alıyorsunuz. Çocuklar için de ayrı pasaport ve vize talep ediyorlar. Dolayısıyla vize ve yolculuk ücreti kişi başı toplam 85 Avro tutuyor, ayrıca bir de 15 TL yurt dışı çıkış harcı ödenmesi zorunlu (yurt dışı çıkış harcını firmalara verirseniz, onlar sizin adınıza yatırıyorlar, böylece bir de yatırma derdi ile uğraşmamış oluyorsunuz).
Meis'ten diğer Yunan adalarına geçmek de mümkün: Meis'ten Rodos'a (ki bu ada bir çok Yunan Adası için ana ulaşım noktasıdır) hem iki farklı feribot hem de haftanın belirli günleri uçak seferi mevcut. Fiyatı çok uygun ve yaklaşık 20 dk sürüyor. Feribotların ulaşım süreleri ise 2,5 saat ve 4 saat civarında.
Okulsuz eğitim kapsamında kızım feribotun kaptan köşkünde dümeni inceliyor :)

Kızımın ilgisini gören kaptanımız köşkteki aletlerle ilgili açıklama yapıyor.
Ada'nın tüm yerleşik nüfusu merkez köyde yaşıyor. Hemen tüm binalar da burada, hayat merkezde akıyor yani. Liman'dan genel görünüş şöyle:
Sol tarafta tepesinde Yunan bayrağı sallanan adanın kalesi ve altında kırmızı kubbeli Osmanlı'dan kalma ve şu anda müze olarak kullanılan bir camii; camiinin ön tarafındaki güneş şemsiyeli yerde de küçük bir "beach" var, denize girenler ve şezlonglar...


Yazının en üstündeki fotoğrafta limanın orta kısmı görülüyor. Tam ortada bir camii ve etrafında 2-3 katlı rengarenk binalar var. Lokanta çoğunlukla limandaki binaların giriş katında. Adada ağaç dikmek haricinde her şey yasakmış. O nedenle binaların orijinalliği korunabilmiş. Kaş'ta herhangi bir yasak olmadığından dağ taş  birbiri ile uyumsuz beton bina dolmuş. Şu sıralarda bir de küçük AVM yapıyorlar. Çok katlı binalar daha çok para demek olduğundan, tek katlı evlerin sahipleri arazilerini bina yapmak isteyenlere satıyorlar. Oysa çok katlı bina yapmak yasak olsa, müstakil evlerin değeri de otomatik olarak artacağından, kimse evlerin orijinalliğini bozmak istemez... Çok zorlu bir yolu olduğundan, Türkiye'nin nispeten bozulmadan kalabilmiş bölgelerinden biri olan Kaş ile Yunanistan'ın Türkiye'ye en yakın yeri olan 406 kişi nüfuslu Meis Adası arasındaki, 2 kilometrelik uzaklığa rağmen kültürel fark adaya ayak basar basmaz fark edilebiliyor.



Adanın en sol tarafında da büyük bir otel ve önünde şezlonglar var. Eğer otelde bir şeyler yiyip içerseniz, şezlongları ücretsiz kullanabiliyorsunuz.
Normal şezlongların yanında bir de böyle yer minderleri var... Bu pansiyonun adı Mediterraneo. Buranın yan tarafında da toplam 10 tane şezlong var zaten.
Adanın limanı da olan merkezde deniz ne kadar temiz diye akla bir soru gelebilir:
Adada deniz kirliliği olarak gördüğümüz bir tek bu oldu: Aşırı üremiş fitoplanktonların suyun kimyasını değiştiren salgıları imiş bunlar ve kirlilik olarak algılanabilirmiş. Ama görüntüsü harikaydı, o da ayrı :) Bir de bunlar limanın korunaklı iç bölgelerindeydi. Herkesin denize girdiği uç kısımlar hemen hemen açık deniz gibi olduğundan, orada böyle bir oluşum görmedik hiç.
Normalde deniz böyle görünüyor. 
Yemek yediğimiz lokantanın önünde hep balıklar yüzüyor. Yemeğini bitirip de sıkılan Kontes balıklara ekmek atarak oyalanıyor. Bizden çok ekmek yiyor bu minicik balıklar :)
Bir de tabii denizin temiz olduğunu en iyi kaplumbağalar bilir. Karetta kaplumbağaları da lokanta artıklarından yemek aranıyorlar liman içinde:
Tam dalarken çekmişim, ama oldukça büyük bir hayvandı, pff pff diye nefes alıyordu :) Kontes onu görünce çıldırdı tabii: Okulsuz eğitim demiş miydim? :)
Biz adaya indiğimizde genellikle aç oluyoruz. Adanın küçük bir pastanesi var. Ziyaret etmenizi tavsiye ederim. Kızıma oradan taze sandviç alıyorum genellikle:
Limandan içeri doğru yürüyünce pastane solda, süpermarket sağda kalıyor. Süpermarketi de ziyaret etmenizi öneririm. AB üyesi olduklarından bazı ürünler Türkiye'den çok daha ucuz. Mesela çok sevdiğimiz küflü Danish Blue peyniri...
Kontes artık yolu da öğrendi, kendi kendine gidiyor pastaneye :)
Şu sağ altta görülen susamsız, sert hamurdan simitler eskiden İstanbul'da da vardı, çok severdim çocukken, artık bulunmuyor ama :(

Kekler, pandispanyalar hep poşette.

Pastanenin hemen yanındaki çocuk parkında, Kontes'in bünyeye soktuğumuz karbonhidratları yakıyoruz :)
Adadan biraz genel görüntü göstermek istiyorum. Aslında en fazla yarım saatte dolaşılacak kadar küçük ama biz her seferinde turlayıp duruyoruz adayı, kızım bayılıyor :) (Bebeği ile birlikte adada konaklayan ve bizim gibi adadan çok mutu ayrılan bir ailenin yazısı için bkz: http://www.dunyayigezmek.com/meis-adasi/)
Bu balkonların hastasıyım. Meis Adası hep restore edilmiş eski evlerden oluştuğundan,
her birinin harika balkonları var.

Bu balkonlardan Kaş'ta da var ama bir elin parmakları kadar, özenle arayıp bulmak gerekiyor :(
Kaş'ta çok az balıkçı var. Lokantalar dışında, balıkçıdan taze balık bulmak çok çok zor. Meis'in temel geçim kaynağı ise balıkçılık. Lokantalarda bunu aklınızda bulundurun :)

Savaşlardan önce burası büyük bir şehirmiş. Sonra büyük göç olmuş. O nedenle evlerin büyük kısmı terk edilmiş.


Otların dilinden anlayanlar için adada gezerken çeşitli otlar bulmak mümkün.

Biz kızımızla gezerken fazla koşturmaktan hoşlanmıyoruz. Neticede amaç olabildiğince fazla şey görmek değil, içimize sine sine, konuşa güle gezmek eğlenmek. O nedenle yavaş yavaş dolaşıyoruz. Meis Ada'sında bir gün içinde öncelikle limanın sol tarafında indiğimiz yerden yani Kavos Burnu tarafından  1755 yılında yapılmış Osmanlı Camii önünden yürüyüşümüze başlıyoruz. Limanın ortasına gelince pastaneye uğrayıp limanın diğer ucundaki otele kadar yürüyoruz. Sonra köyün iç taraflarına doğru dolaşmaya başlıyoruz. Daracık ara sokaklarda geziyoruz. Dağda bayırda otları inceliyoruz. Geri gelip limanda yüzüyoruz, bir şeyler yiyoruz. En on Duty Free'den alışverişimizi yapıp, feribota biniyoruz. Ama adada yapılacaklar henüz bitmedi...



Ada ile ilgili daha çok fotoğraf için bkz: http://www.bing.com/images/search?q=castellorizzo&FORM=BIFD#a

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder