14 Ocak 2011 Cuma

Çocuk olduktan sonra ne kadar süre evde kapalı kalmam gerekecek?


İşte benim tecrübem:

  • Sezaryen olduğumdan ilk 1 hafta kendimi toparlamayı bekledim. İkinci hafta kızımla dışarıdaydım. Bu arada kızımın Eylül doğumlu olduğunu ve geniş kaldırımlı, bol yeşillikli ve de parklı bahçeli bir sitede oturduğumuzu ekleyeyim hemen.
  • Dışarıya çıkmak hem bana hem de kızıma iyi geliyordu ama sezaryenliydim ve bebeğimi uzun süre kucağımda taşımam mümkün değildi (Sezaryende karın kaslarını ya kesiyorlar ya da sağa sola çekiyorlar. Her halükarda kaslar aylarca kullanılamaz hale geliyor.). Puseti itmek de bir o kadar acı vericiydi; ayrıca yokuşlarda pusetin kontrolünü kaybediveriyordum. Bir süre yokuşları geri geri inmeye çalıştığım bile oldu :)
  • Karın kası yokluğundan doğan bu zayıflık durumu zaman içinde kayboldu. Benim ısrarım mı etkili oldu, yoksa zaten zamanı mı gelmişti bilmiyorum ama 3 ay kadar sonra kendimi aşağı yukarı eskisi gibi hissediyordum.
  • Bu arada kızımla her gün sokakta saatlerce gezdiğimizi eklemek istiyorum.
  • Gelgelelim eşim akşam işten geç geliyor. Ben daha bebek bakımına alışamamışım. Bebek henüz dünyaya uyum sağlayamamış. Günde 7-8 defa kaka yapıyor. Çoğunda üstü başı da değişiyor. Akşam 5 ila 9 arası sürekli ağlıyor. Her akşam banyo yaptırıp, belli bir düzende uyutmaya çalışıyorum ki uyku düzeni otursun. Tüm bu nedenlerle ev gezmelerine gidemedim, gitmedim. Şimdi geriye dönüp baktığımda "Doğru yapmışım" diyorum. Kızımın çok düzgün bir günlük rutini ve çok rahat bir uyku düzeni var. 
  • Ev gezmelerine gitmiyordum ama hafta sonları eş, dost, akrabanın gazına geliyordum: "Hep evde oturmak olmaz, bebekle birlikte gezmeye, yeni hayatına alışman lazım". Hadiiii, tak bebeği koluna, bir bavul dolusu eşya da cabası, ayrıca zaten lohusasın beynin olması gereken yerde değil. Düş yollara bakalım... Bolu'ya kadar gittim. Dönüşte trafik tıkandı, kızım ağlar da ağlar. Hava soğuk, bebek terlemiş, sağa çekeyim de hava aldırayım da diyemiyorsun. Tövbe ettim... Şimdi geriye dönüp baktığımda "Ne gerek varmış" diyorum. Çok gereksiz, çok. İkinci doğumumda ilk 6 ay evde kalacağım. Nasıl olsa bebek ek gıdalara geçince, kendi kendine oturmaya başlayınca işler daha kolaylaşacak. Ne gerek varmış da o kadar strese girmişim. Ama tabii şunu da ekleyeyim, bebeği ile birlikte otobüs minibüs demeden fıldır fıldır gezen arkadaşlarım da oldu. Bebekleri konulduğu yerde uyumayı ve sosyalleşmeyi öğrendiler. Ama benim tercihim değil yine de. Zira uyku ve yemek düzenleri oturmadı. Ben bu düzeni daha çok önemsiyorum. Bir sene dayanırım bebeğin uyku saatlerinde evde olma zorunluluğuna, yeter ki gecelerim rahat geçsin :)
  • Kızım 4. aydan itibaren geceleri kesintisiz uyumaya başladı. Biz de eşimle ilk sene toplam 5 defa kızımı uyutup, annemi başına nöbetçi dikip eğlenmeye gittik. Sahile inip kahvemizi içtik, sinemaya gittik, arkadaşlarımızla yemek yedik ve baş başa evlilik yıl dönümümüzü kutladık. Eh, hemen hemen her ay 1 gece çıkmışım evden, kızım 6 aylık olduktan sonra.
  • Kızım 9 aylıkken (Mayıs ayının sonunda) ilk 5 yıldızlı otel tatilimizi yaptık. Çok rahat ve çok güzeldi. Tadı damağımızda kaldı (Hazır erken rezervasyonlar başlamışken, yazacağım geçen sene gittiğimiz otelle ilgili bir yazı).
  • Ertesi ay, kızım 10 aylıkken bir uzun yol tatiline heves ettik. İstanbul'dan Behramkale'ye, oradan da Bozcaada'ya geçip eve geri döndük (Bu tatille ilgili bir yazı da sırada). Bu sefer araba yolculuklarımız da çok rahat geçti. Ben kızımın rutinine, kızım da bizimle gezmeye alışmıştı. Artık aklı başına gelmeye başladığından, yeni yerler görmek onu heyecanlandırıyordu. Her tatilden sonra da ayrı bir gelişim atağı gösterdi. Emeklemek, ayağa kalıp sıralamak gibi...
  • Derken kızım 12 aylık oldu. Birden bir gelişim atağı daha oldu. Çok farklı davranmaya başladı, sanki artık akıllı bir küçük adamdı. İşte o saatten sonra artık her yere kızımla rahatlıkla gidebiliyorum. 
  • Artık bizim yediklerimizden yiyor. Her gittiğimiz yerde parça et ya da balık yapan bir restoran bulunuyor, kızıma gönül rahatlığıyla yedirebiliyorum. Yemeği geç kalınca artık çılgın kıyamet ağlamıyor; ya emiyor ya da meyve veya kuru yemiş ile atıştırıp meraklı incelemelerine geri dönüyor. Günde bir sefer kakasını yapıyor, o da sabah kalkar kalkmaz. Dolayısıyla dışarıda tuvalet sorunu da yaşamıyoruz. Öğlen uykusunu gerekirse arabada alıyor, normal zamanlarda ise eve geri dönüp kızımı uyutup, o uyanınca tekrar dışarı çıkıyoruz.
Sonuç olarak benim tecrübem:
Bebek doğar doğmaz kendinizi sokağa atın.
Ev ve AVM gezmelerine gerek yok, bebeği mikroplardan uzak tutun.
Bebek 6 aylık olunca yavaş yavaş daha rahat gezmeye başlayacaksınız.
6. aydan sonra yaz tatili ve uzun yol araba yolculuğu da mümkün hale geliyor.
1 yaşından sonra artık o sizin gezi arkadaşınız oluyor. İşte eğlenceli zamanlar başlıyorrrrrr!!!!

Son olarak belirtmek isterim ki ben çok gezen, hatta profilimden de anlaşılacağı üzere yiyip içip gezip okuyup yazarak yaşamak isteyen biriyim. Avrupa, Asya ve Uzak Doğu'da pek çok ülkede bulundum. Rusya'da bir sene yaşadım. Kızıma 5 aylık hamileyken, iki ay tek başıma İsviçre'de yaşadım. Yedi aylık hamileyken hemen hemen tüm İSviçre'yi ve hatta İtalya'yı gezdim, eşimle birlikte. Sonrasında eve döndüm ve ancak tam bir sene sonra Antalya'ya gidebildim, tatil için...

"Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" deyip de üzülmeyin. Evet, doğru hiçbir şey eskisi gibi olmayacak artık; daha da güzel olacak :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder