19 Ocak 2012 Perşembe

Gün 24 Saat Yetmiyor Mu? Zaman Planlaması - Geceyi Kullanın



Gün 24 saat ama yetmiyorsa, 24 saatin tamamını kullanmanızı tavsiye ediyorum :)

Bizim ev uykuda olduğumuz saatlerde de yaşar mesela. Çamaşır ve bulaşık makineleri ile yoğurt ve ekmek yapma makinelerini gece çalıştırıyorum. Bu nedenle evimizin tüm kapıları geceleri kapalı olur.

Çamaşır makinemizin başlangıcı ileri atma düğmesi var. Çamaşırları uygun bir anımda makineye doldururum. Sonra akşam yine uygun bir zamanda , kızımın en erken 7.00 gibi uyanacağını hesap ederek, başlama zamanını ileri atıp çamaşır makinesini çalıştırırım. Biz uyandığımızda çamaşırların yıkanması bitmiş olur. Hemen kurutma makinesine atarım. Evdeysem ben çıkartırım çamaşırları, evde değilsem yardımcım çıkartır. 

Burada önemli olan nokta çamaşırları kurutma makinesinden çıkar çıkmaz katlayabilmek. Çamaşırların yıkanması bitse bile, ıslak beklemelerinde bir sakınca yok. Ama kurutma işlemi biter bitmez çamaşırların kurutucudan alınması lazım. Yoksa ütüyle uğraşmak zorunda kalırsınız.

Katlanan çamaşırlardan ütüye ihtiyacı olmayanlar hemen dolaba, yerlerine kaldırılırlar. Ütüye ihtiyacı olanlar sıralarını beklemek üzere, katlı bir şekilde kurutucunun üzerine konulurlar.

Elimde hiçbir şey yıkamam. Asla! Eğer "Bir parça bulaşık, elimde yıkayayım gitsin" derseniz, bulaşık makinesinin dolması uzun sürer. Bu arada makinenin içindeki bulaşıkların kalıntıları iyice kurur. Yıkandıktan sonra bile temizlenmezler. Ben makineye attığım hiçbir bulaşığı suyun altından geçirmem. Tencereleri bile içlerindeki yemek kalıntıları ile makineye atarım. Bunu gören herkes (annem de dahil) "Senin makinen iyi yıkıyor" der. Ben başka makine alırım ya da onların makinelerini de aynı şekilde yerleştirip çalıştırırım, sonuç gene aynı olur: Tertemiz bulaşıklar. Ama bizim Türk kadınımızı bulaşık makinesine giren bulaşıkların da tıpkı çamaşır makinesine giren çamaşırlar gibi kirli olmaları gerektiğine inandırabilmek mümkün değil. Bulaşık makinelerinin dibinde zaten bir süzgeçleri var. Süzgeçten geçemeyecek kadar iri olan parçalar orada toplanıyor. Ayda 1 kez süzgeci iyice yıkar, fırçalarım. Şimdiye kadar hiç sorun yaşamadım. Bulaşıklarım her daim pırıl pırıl çıkar. Ben bulaşıkları şöyle yıkıyorum:
  1. Elime geçen her şeyi, tencereler, tahta kaşıklar ve sadece 1 kez su içilmiş bardaklar da dahil bekletmeden makineye atıyorum.
  2. Makineye attığım hiçbir bulaşığı sudan geçirmiyorum, kirlerini fırçalamıyorum ya da süngerle temizlemiyorum.
  3. Makineyi asla ve asla ağzına kadar doldurmuyorum. Bulaşıkları üst üste koymuyorum. Makinenin içinde belirlenmiş olan yerleri kullanıyorum. Tabakları dik olarak diziyorum. Çatal kaşık için sepeti kullanıyorum. Tencereleri de dipleri alt yüzeye bakacak şekilde, kafa aşağı yerleştiriyorum. Eğer yer yoksa tencereleri de tabaklar gibi biraz dikleştiriyorum ama asla 90 derece eğimle, tabaklar gibi tamamen dik koymuyorum.
  4. Makineye tencere koymuşsam en sıcak programda çalıştırıyorum.
Sonuç her zaman mükemmeldir. Bulaşıkları yerleştirirken görenler, çıkışlarını görünce şaşırırlar. Olur da eğer tencerenin dibinde kalıntı kalmışsa, zaten yıkanmış ve temiz olan tenceredeki yumuşamış kalıntıyı hemen temiz bir süngerle ve sadece suyla yıkayıveririm. Deterjan da kullanmadığımdan hem ellerim yıpranmaz hem de "Kimyasal kalıntı kaldı mı acaba tencerede?" tedirginliği yaşamam.

Yoğurt yapma makinesini de aynı basitlikle kullanırım. Kızım babasıyla vakit geçirirken dolaptan çıkardığım sütü kavanozlara döker, yine dolaptan çıkardığım mayayı da ekler ve makineyi çalıştırırım. Hiçbirinin ısınmasını beklemem. Sabah kalktığımda yoğurdum hazır olur. Biraz sertleşmesi için hemen ağzını kapatıp dolaba kaldırırım. Eğer henüz sıcaksa kavanozların ağzını kapatmadan bir parça peçete koyup kapaklarını öyle kapatırım ki buharlaşma olduğunda su tekrar yoğurdun içine akıp, yoğurdumu sıvılaştırmasın. Olur da bir sebeple sabah kalktığımda yoğurt henüz olmamışsa, çalıştırma tuşuna bir daha basar. Dolaba kaldırma işlemini de akşama ertelerim.

Ekmek yapma makinesine de gereken malzemeleri koyar, başlamasını da ileri öteleyerek çalıştırırım. Toplam 4 saatte oluyor ekmek. Sabah 7'de hazır olmasını istiyorsam, sabah 3'te çalışmaya başlayacak şekilde ötelerim. Mutfağın kapısını da kapar öyle yatarım. Aksi takdirde ekmek makinesinin titreme sesi, gece çok yankılanıp insanı uyandırıyor. Sabah kapı kapalı olmasına rağmen, ekmeğin kokusu yatak odalarımıza kadar sızmış olur. Sabaha gülümseyerek uyanmak için güzel bir neden :)

Sizin gece çalıştırdığınız makineleriniz var mı?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder