Kaş'ın Kalkan'ın sıcağından kaçmak ve biraz serinlemek için en uygun yerlerden biri Kalkan'a sadece 7 kilometre uzaklıkta olan gerçek bir köy: İslamlar Köyü (Bodamya).
Köyün her tarafından sular çağlıyor, havası da serin. Eski zamanlarda köyde Rumlar ile Türkler bir arada otururlarmış. Köyün Rumca ismi Bodamya, Nehirler anlamına geliyormuş. Köyün taşından toprağından su fışkırıyor.
Rumlar, çağlayan sulardan su değirmenleri yaparak faydalanmışlar. 300 yıllık bu değirmenlerden 2 tanesi halen köyde muhafaza ediliyor. Bir tanesi ise işler vaziyette. Değirmeni işleten 84 yaşındaki Hamdi Sarıkaya, köyün temiz havasının insanı ne kadar dinç tuttuğunun canlı göstergesi (maşallah diyeyim):
Eskiden köyün temel geçim kaynağı zeytincilik ve bağcılıkmış. Köyün yeni gelir kaynağı ise turizm... Köylüler çağlayan sularda alabalık çiftlikleri ve asmaların altında da restoranlar kurmuşlar. Biz tavsiye üzerine Değirmen Restoran'a gittik ve çok memnun kaldık.
Öncelikle restoranın kendi alabalık çiftliği var:
Ayrıca restoranın servis alanı çok temiz, çok bakımlı ve inanılmaz güzel bir manzarası var:
Köy serin olduğundan üzerinize örtmeniz için bu harika işlemeli pikelerden koymuşlar oturma alanlarına. Kızımla aynı pikenin altına girip bir şeyler yemeye bayılıyoruz :) |
Küçük çocuklarla gelenlere, çocuklar için yer sofrası da açıyorlar. Çocukların hep beraber o sofrada nasıl eğlendiklerini görmeniz lazım :) |
Uzakta, Kalkan ve deniz görünüyor. |
Veeee elbette beni can evimden vuran nokta: Açık mutfak. İki tane çok temiz giyimli beyefendi yemeklerimizi hazırlıyordu ama ben resmi onlar yokken çektim elbette:
Yolda her taraf üzüm asmalarıyla doluydu. İnip bir salkım koparmaya çekindim ama çok da canım çekti. Restorana girince gördüm ki yemek yemek için oturduğumuz yerin üstü salkım salkım üzüm dolu:
Yemeği yemeden, üzümlerimizi yedik. Bal gibiydiler :) |
Menüye bakmak isterseniz burada:
Sipariş ettiğimiz hiçbir şeyde en ufak bir kusur bulamadım. Ki yemekler kızartmaydı ve benim yiyemediğim tek yemek kızartma türevleridir. Ama bu kadar mı hafif olur kardeşim:
Salata yapmak zordur, kolay beğenmem ben ama bu salata harikaydı. İçinde saf zeytinyağı vardı. |
Odun ateşinde pişmiş lavaş gibisi yoktur. Mayasız ekmek, şişkinlik de yapmaz. |
Tereyağı, sarımsak ve pul biberle pişirilmiş mantar bu kadar mı lezzetli olsun yahu! Utanmadım, şamandıra attım, yani ekmeğimi bana bana yedim; kimse kusuruma bakmasın :) |
Sigara böreği yapmak da zordur. Evde de yapmam çünkü beceremem, kendi yaptığımı bile beğenmem. Ama bu börekler gerçekten nefisti. Yalnız içinde maydanoz var, sevmeyenlerin aklında bulunsun. |
Bir restoranda kapalı ayran getiriyorlarsa, benim için eksi puandır. Bu ayran ise belli ki köy yoğurdundan yapılmıştı. Üzerindeki köpüğü çekmeye çalıştım ama... (içinde buz parçacıkları da var) |
Fırında helva da zorduri pek çok yer yapar ama çoğu beceremez. Bunu ise bir çırpıda bitiriverdik. Fotoğrafını çekmeye yetişemedim, o derece... :) İçinde ceviz de vardı. |
Restoranda tek garibime giden, şişe su sunmaları oldu. Her tarafta şarıl şarıl kaynak suları akarken neden pet şişede su geldi, anlayamadım. Ama su konusunda hassas olup pet şişede kapalı su tercih eden de vardır muhakkak...
Alabalık çok lezzetsiz bir balıktır aslında, yemeği pek tercih etmem. Ama bu balığı pişirenin elleri dert görmesin, nasıl lezzetli hale getirmiş balığı anlatamam... Üstelik böyle düşünen sadece ben de değilim, şu linkteki yazıyı olduğu gibi kopyalıyorum (yazanın da ellerine sağlık, belli ki benim gibi yemek yemeyi seven biri :)
"Giriş olarak tereyağında kızartılmış taze keçi peyniri yiyoruz. Bir porsiyonu yerken birkaç porsiyon daha ısmarlama ihtiyacı hissettirecek kadar güzel bir peynir kızartması. Yağsız keçi peyniri çok uygun düşmüş.
Balık olarak doğal olarak tereyağda alabalık yiyoruz. Çok başarılı kızartılmış, ahçıbaşı kızartma üzerine çok iddialı. Tandırdaki silkeleyince kemikteki tüm etlerin düşmesi misali, balığın iskeletini çıkarınca tüm kılçıklar da geliyor, bu derece yavaş ve güzel kızartılmış. Kalkan gibi deniz ürünlerinin en iyi sunulduğu bir yerleşim yerinde alabalık yemek ve önermek garip gelebilir ama öğle yemeği için iyi bir alternatif olabilir."
Bu yazıdan sonra balığın resimlerini koyuyorum:
Yemeği yapan usta işinde çok başarılı. O kadar kızartmayı yerken de yedikten sonra da en ufak bir ağırlık, rahatsızlık hissetmedim ki dediğim gibi evde bile kızartma yiyemeyen biriyim.
Bu arada eklemeden geçemeyeceğim: Restoranın hemen karşısında bir kulübede kilimler satıyorlar. Almak isteyenin aklında olsun. Almak istemeyen, yine de bu güzel kulübeyi görmeden dönmesin :)
Kilimden yapılmış, tavana asılabilen bir bebek beşiği vardı ki ba-yıl-dım. |
Şampiyon Avcı Ufuk Bey'e hürmetler... |
Değirmen Restaurant
Telefon : +90 (0242) 838 6295
Adres : İslamlar Köyü No: 103 Kalkan, Kaş, Antalya.
Telefon : +90 (0242) 838 6295
Adres : İslamlar Köyü No: 103 Kalkan, Kaş, Antalya.
Eğer biraz daha serine kaçmak isterseniz İslamlar Köyü’nden, Bezirgan Yaylası’na geçebilirsiniz. İslamlar'dan kuzeye doğru devam ederek, 4 km. sonra Kalkan-Elmalı yoluna çıkılır. Buradan Kalkan yönüne dönüp, 1 km. ilerledikten sonra, Toroslar’la çevrili ovanın ortasındaki Bezirgan Köyü’ne varılır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder