9 Mayıs 2013 Perşembe

Güneş Kremi Alternatifi Nedir?

34 aylık Kontes Kaş denizinde

Elbette kıyafettir :) Güneş kreminde mantık, derinin üzerinde bir tabaka yaratarak, gelen güneş ışığını geri yansıtmak ve derinin güneş ışığını emmesini engellemektir. Mineral koruyucular, kalın beyaz bir tabaka halinde cilde yapıştıklarından bir nevi kıyafet görevi görerek cildin güneş ışığını emmesini engelliyorlar. Nanoteknoloji ürünlerinin yani deriye sürüldüğü anda emilen, transparan kremlerin bu işlevi nasıl yaptıklarını ise bilemiyorum.

Bir de bir gün bir cilt doktoru bana "Tüm vücuda sürülen madde, ağızdan alınmış gibi olur." demişti ve o gün bir silkinip kendime gelmiştim :) Güneş kremlerinin içindeki kimyasallardan ve bunların olası yan etkilerinden bahsetmek de istemiyorum. Ama kullanacaksam bile olabildiğince az ve dar bir bölgede kullanmayı tercih ederim.

Kimyasallardan, dermatolojiden vs anlamayan biri olarak benim kafam basit çalışıyor. Eğer üzerimde kıyafet varsa, güneşe karşı korunurum. Üzerinde kıyafet olan biri güneş yanığı olmaz, öyle değil mi? 

Bir de kızım yürümeye başladıktan sonra şunu fark ettim: Eğer deniz kenarındaysak, bu çocuk tüm gün denizde. Sürekli denize çıkıp çıkıp giriyor. Bense peşinde koştururken deli gibi terliyorum. O terlemeye ve o kadar çok suya girip çıkmaya, hiçbir krem dayanmaz. Saat başı kremi tazeleyeyim desem, hem pratik değil, hem de vücuda alınan yabancı madde miktarını arttırıyor. Hele hele artık deniz kenarında yaşıyoruz. Nisan - Kasım arası denizdeyiz. Sürekli kremlenecek olsak eminim güneş kremi endüstrisi çok mutlu olurdu :)

11 aylık Kontes'in ne kadar uzun süre denizde kaldığının belgesidir :)
Ayaklar buruş buruş...


Bu nedenle kızım da, ben de güneşten şu şekilde korunuyoruz:
  • Denize girmeye mümkün olan en erken tarihte başlıyoruz. Yaz tatiline Mayıs sonunda çıkıyoruz. Şu anda deniz kenarında yaşadığımız için Nisan itibariyle denize girmeye başladık. Böylece tenimiz yavaş yavaş kararıyor, güneşin zararlı etkilerinden korunmak için pigmentlerimize fırsat tanıyoruz :)
  • Saat 11.00-17.00 arasında mümkün mertebe denize girmiyoruz. O sıralarda ağaçlık alanlara çıkıyoruz veya kütüphaneye gidiyoruz veya üstü kapalı çocuk parkında oynuyoruz veya balkonda havuz yapıp içine giriyoruz vs vs.
  • Kızım denizde koruyucu deniz tişörtü giyiyor. Bu tişörtleri Decathlon Mağazası'ndan alıyoruz her sene: http://sports.decathlon.com.tr/TR/uv-korumali-ustler-183000709/


23 aylık Kontes Bodrum'da...

  • Gölgede oynarken de eğer serinse pamuklu bir tişörtle, çok sıcaksa da ıslak deniz tişörtü ile duruyor. Kafasında da şapkası mutlaka oluyor. Çok sıcaksa denizde de şapka takıyor ve kumla oynarken de ıslak şapka ile oturuyor. Küçük bebekler için gölgelikli simitler de iyi bir alternatif.
8 aylık Kontes Antalya'da...
Yanmaması için Mayıs ayında tatildeyiz.
Üşümemesi için "wet suit" giyiyor.
Şu yazımda anlatmıştım o giysiyi...

Aniden suya girmek isteyince, tişörtü ile girmiş,
hava sıcakmış sanırım :)
10 aylık Kontes Kadırga Koyu'nda benim tişörtümü giymiş :)

22 aylık Kontes Antalya'da.
23 aylık Kontes, İstanbul Karaburun'da...
23 aylık Kontes Bodrum'da...

  • Yüzünü korumak için de geniş siperlikli şapka takıyor.
22 aylık Kontes Antalya'da...
Yüzünün gölgede kalan kısımları belli oluyor zaten.

23 aylık Kontes, Ordu Ünye'de...
Tişörtü biraz uzun almışız sanki? :)
  • Şemsiye ya da çadır gölgesinde oynuyor:
8 aylık Kontes Antalya'da...

11 aylık Kontes İğneada'da...

  • Yine de zaman zaman güneş kremi kullanmak gerekebiliyor. O zaman da zaten her yeri kıyafetlerle kapalı olduğundan sadece açıkta olan az bir bölgeye sürüyorum. Kullanacağım kremi önce şu siteden kontrol ederek seçiyorum: http://www.ewg.org/skindeep/search.php. Mümkün mertebe organik, yoksa mineral koruyucu, o da yoksa 20 faktörlü koruyucu kullanmak gerekiyor...
Geriye kalan zamanlarda yani sabah ve akşam saatlerinde, kızım tamamen çıplak ve özgür. Vücudu D vitamini aldıkça, bağışıklığı da güçleniyordur diye ümit ediyorum.

Güncelleme: Yeni edindiğim bir bilgiyi paylaşmak istiyorum. Pamuklu kumaştan giysilerle suya girmemek gerekiyormuş. Öncelikle pamuk çok su tutup, geç kururmuş. Bu nedenle çocuğun üşümesine neden olabilirmiş. Ayrıca pamuklu kumaş ıslanınca güneşten korumazmış, bilakis güneş ışığını cilde daha da yaklaştırırmış. Pamuklu kumaş kuru halde giyildiğinde 50-60 koruma faktörü varken, ıslak giyildiğinde UV geçirgenliğine sahip oluyormuş. Pamuklu kumaş ıslandığında, pamuk liflerinin içindeki damlacıklar, mercek etkisi yaparak güneş ışığını cildin daha da derinlerine itiyormuş. Literatürde ıslak pamuklu tişört ile denize girip cilt dokusu bozulan bir çok insan varmış. Denizden çıktıktan sonra da mutlaka kurulanmak gerekiyormuş. Çünkü cilt üzerindeki damlacıklar, benzer bir şekilde mercek etkisi yaparak, cilt lekelenmelerine neden oluyormuş. 
Deniz kenarında otururken kuru olarak kullanılabilecek bir diğer tekstil ürünü ise yünmüş. Yapay güneş koruyucular en fazla 100 faktör olabiliyormuş ki onlar da yasaklanmış, şu anda piyasadaki en güçlü koruyucu 50 faktör sanırım. Çünkü güneş koruyucunu arttıran kimyasallar, kremdeki kimyasal yükünü de arttırıyor ve cilt kanserinden kaçalım derken diğer tür kanserlere neden oluyormuş. Fakat doğada 360 SPF koruma faktörlü bir elyaf varmış: Yün. Yünün doğal klima özelliği de var. Yani yazın serin, kışın sıcak tutuyor.  Üzerindeki kutikula tabakası ve yün elyaflarının içindeki doğal boşluk nedeniyle  oluşuyormuş bu klimatik özellik. Ben kızımın araba koltuğunda ve pusetinde yün kullanıyordum.  Yazın çok rahat ediyordu. Çöldeki bedeviler de yüzyıllardır yün giysiler giyerlermiş. 
Özetle: Çocukları pamuklu giysi ile denize sokmamak, ıslak şekilde güneşte bırakmamak ve UV filtreli  mayo tişörtler kullanmak gerekiyormuş. UV korumalı giysi yerine uzun kollu, bol beyaz keten veya keten-pamuk gömlekler de giydirilebilirmiş. 
Bu bilgileri bizimle paylaşan Tekstil Mühendisi arkadaşımız Göknur'a teşekkürlerimle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder