Eşimle Bağdat Caddesi'nde gezmeyi çok severiz. Kızım doğmadan önce sık gider, kitapçılara uğrar, yol üstündeki kafelerde oturur, Cadde'nin havasını koklardık ve hatta ilk hamile olduğumu caddede yürürken tansiyonumun düşmesi ile fark etmiştim.
Kızımız olduktan sonra ise Cadde'ye bu kadar sık gidemez olduk. Zaman içinde ise kızımın huyunu suyunu öğrenip ona göre hareket etmeye başladık :) Efendim, yanınızda minik bir canavar varsa ve siz de Cadde'de gezmek istiyorsanız öncelikle Göztepe'nin meşhur parklarından birinden başlamanızı öneririm. Minik canavarınızı parka salın ve temiz havanın keyfini çıkarın:
Bazen parklarda gezmeyi doğada olduğu için mi, yoksa tamamen özgür kalabildiği için mi seviyor diye düşünüyorum :) |
Göztepe Parkı olarak da bilinen 10.000 metrekarelik Özgürlük Parkı bu semtin en meşhur parkıdır sanırım. Biz ise bu sefer 60. Yıl Parkı'nı tercih ettik. Kızımın caddeye fırlama ihtimali yok, araba gürültüsü yok, bol oksijen ve sessizlik var... Daha ne olsun? :)
Çocuk parkı dururken spor alanında oynamayı tercih eden tek çocuk benim kızım değildir, değil mi? :) |
Kızım kumdan kale değil, pasta yapmayı seviyor :) |
Kızım bir kayığa ilk defa bir parkta bindi :) |
Parkta iki saatten fazla zaman geçiren küçük canavar, temiz havanın da etkisiyle acıkmış olmalı. Bağdat Caddesi yakınlarındaysam ilk tercihim her zaman Go Mongo isimli Moğol restoranı olur. Bir de İstinye Park'ta şubeleri var. Suadiye'deki ise meşhur Plaj Yolu Sokak'taki Suadiye Otel'in hemen karşısındaki Suadiye Park AVM içinde. Alışveriş merkezi dediysem gözünüzde devasa bir yapı canlanmasın, butik ve lüks bir alışveriş merkezi :)
Go Mongo'yu aslında çocuklu aileler sıklıkla tercih ediyorlar. Bu gidişimizde özellikle saydım içeride 11 aylık ikiz bebekler de dahil çeşitli yaş gruplarından toplam 6 tane çocuk vardı. Dolayısıyla restoranda mama sandalyesi ve çocuk menüsü de bulunuyor. Ama tuvaletlerinde alt değiştirme yeri yok ne yazık ki... Herhalde ortamın lüks havasını bozmak istemiyorlar. Yoksa bu kadar sık çocuğun geldiği bir yerde alt değiştirme ünitesinin olmaması büyük eksiklik. Kızım küçükken sedir şeklindeki koltuklarda ve köşelerde oturup, kimse görmeden değiştirmeye çalışıyordum. Büyüdüğünde ise tuvalette ve ayakta dururken değiştirmiştim. Neyse ki artık bez derdinden kurtulduk.
Kızımın boyuna uygun minik koltuklar vardı ama kızım yine de mama sandalyesini tercih etti. |
Go Mongo'nun menüsü burada: Go Mongo Menü. Ama ben menüden seçtiklerimden çok memnun kalmadım. Değişik soslarla pişiriyorlar. Aşina olmak lazım ya da sosların tatlarını hatırlayabilmek için çok sık gitmek lazım. Benim asıl müdavimi olduğum "Tek Ziyaret" başlığı ile menüde yer alan barbekü olayı. Restoranın bir noktasında açık büfe var. Açık büfeden dilediğiniz sebze ve bakliyat türleri ile et türünü tabağınıza dolduruyorsunuz. Sonra sos ve baharat ekliyorsunuz. Ben her seferinde açık büfe yanında bekleyen görevliden soslar ve baharatlar konusunda yardım alıyorum. Barbeküyü tatlı yemeyi sevdiğimden genellikle hafif mayhoş erik sosu ile sarımsak ekletiyorum baharat olarak. Sonra bir tabak çin makarnası (noodle) ile birlikte geniş bir saca atıyorlar malzemeleri ve yağ da ekleyerek pişiriyorlar:
Sactaki malzemeleri karıştırmak için tahta sopalar kullanıyorlar. |
Bu sefer tüm malzemeleri kızımla birlikte seçtik. Ortaya çıkan sonuçtan ikimiz de memnun kaldık:
Restoranlardaki çocuk menülerini sevmiyorum. Kızıma patates kızartması yedirmiyorum, çocuk menülerinde mutlaka oluyor. Ayrıca özel olarak gittiğimiz köfteciler dışında, dışarıda köfte yemiyorum ve kızıma da yedirmiyorum (Evime de alacağım kıymayı parça etten kendim çektiririm, hatta çektirmeden önce kıyma makinesini boşalttırırım.). Soslu olduğu için kızıma ağır geleceğini düşünerek kızıma ayrıca sebzeli pilav ısmarladım. Tabağımdaki kuzu etlerini (kızıma dana eti yedirmemeye çalışıyorum) ve kızımın istediği sebzeleri de sebzeli pilava ekleyip kızıma uygun bir tabak yarattım. Karidesleri ise kendim yedim. Hem bozulma riski daha yüksek hem de kolesterolü fazla diye karides yedirmiyorum (Tavuk etini ise özel tavuk restoranları hariç dışarıda yemiyorum.). Kızım tatlı soslu etleri ile sebzelerini yağsız ve diri pişmiş pilavı eşliğinde, keyifle lüpletti. Hatta "Acaba fazla mı yedi?" diye düşünmeye başlamışken, son lokmayı istekle ağzını açtığı halde almaktan vazgeçti :) Yani diyeceğim o ki, bu restoranı çocuklu ailelerin seçmesinin hikmeti işte bu lezzet...
İşte kızımın tabağı:
Önce yorulup sonra da karnı tıka basa doyduğu için mayışan yer cücesi artık Cadde turuna hazırdır. Gerçi bizim arpası fazla kaçan küçük canavar cadde boyu deli dana gibi koşturdu durdu. Paten kayan abilerin olduğu bir grubu ise sanırım yarım saat kadar kıpırdamadan seyretti. Zorlamasaydık daha da seyredecekti. Uykudan önce masalı olarak da "Paten kayan abileri anlat." isteğinde bulundu. Hatta "Kontes'e de paten alır mısın anne?" diye sordu. "Alırım tabii kızım ama paten kaymak zor biraz." deyince de "Hayır, zor değil." buyurdu :)
Kızımla gezip görmeye bayılıyorum. Dünyayı onun gözünden tekrar görmek muhteşem.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder