5 Temmuz 2013 Cuma

3,5 Yaşında Çocukla Rodos Adası

Fotoğrafın ön planında sırt çantası ile geziye çıkmış bir genç kız;
arka planda ise ETS'nin Aegean Paradise tur gemisi görülüyor.
ETS Tur ile Rodos-Mikanos-Santorini ada turlarının ilk ayağı Rodos'tayız. Gemi sabah saat 8.00'da Rodos Limanı'na varıyor. Saat 9.00 itibariyle gemiden çıkışlar başlıyor.
 
Turun ilk gününde gemi içi program şöyle: Saat 12.00-18.00 arası iki saatte bir sinema filmi gösterimi var. Saat 19.00-21.00 arası canlı Türkçe müzik var. 19.30 gemiye son biniş saati ve 20.00 itibariyle gemi Mikanos'a doğru hareket ediyor. 21.30-23.00 arasında şov ekibinin gösterisi, 23.00-24.00 arasında canlı keman piyano dinletisi ve 23.00 itibariyle 70'li yılların müzik ve dansları ile disko parti var. Her akşam aynı saatte, çocuklar için Mini Disko da oluyordu.
 
 
Rodos'u kısaca anlatacak olursak: Rodos Ege Denizi'ndeki 12 Adalar'ın en büyüğü, 2400 yıllık bir yerleşim yeri. Rodos Adası, M.Ö. 478 yılında Atina Birliği'ne dahil olmuş. 1309 yılında St. Jean Şövalyeleri şehre geliyorlar ve böylece Bizans çağı son buluyor. Kanuni Sultan Süleyman 1509 yılında adayı Osmanlı İmparatorluğu'na dahil ediyor ve ada yaklaşık 400 yıl Osmanlı egemenliği altında kalıyor. Halihazırda adada 3500 nüfusluk Türk azınlık bulunmaktaymış.

Rodos şehrinin Tapınak Şövalyeleri tarafından inşa edilmiş kalesi ve Orta Çağ'dan kalma mahallesi UNESCO Dünya Mirası Listesi'ndedir. Zira burası Avrupa'daki en iyi korunmuş ve en büyük Orta Çağ şehridir. Hatırlatmak istedim: UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne girme koşullarından 10 tanesinden 9 koşulu taşıyan ülkemizdeki Hasankeyf baraj gölü suları altında kalmak üzere. Burası ise 10 koşuldan 3 tanesi taşımaktadır (ii, iv, v).

Rodos'un neden Dünya Mirası olduğunu anlatan levha


Rodos Adası haritası


Rodos Adası'nda yapılacak şeyler çok olduğundan ETS Tur, 3 farklı tur sunuyordu:

  1. Antik Şehir Turu: Mandraki Limanı, Mt. Smith Tepesi, Büyük Üstadlar Sarayı ve son olarak da Antik Şehir geziliyor. Mandraki Limanı'nda Antik Dönem'de Dünyanın 7 Harikası'ndan biri olan Rodos Heykeli bulunuyormuş. Şu anda heykel yok ama heykelin ayaklarının durduğu yerlerde geyik heykelleri var :) Burada fotoğraf molası veriliyor. Monte Smith Tepesi ise Antik Rodos Akropolü'nün üzerinde kurulduğu tepeymiş. Burada Apollon Tapınağı geziliyor. Akabinde surlarla çevrili olan antik şehre Porte d'Amboise Kapısı'ndan giriş yapılıyor. Antik Kent'teki en önemli Osmanlı eserleri olan Hafız Ahmet Ağa Kütüphanesi ve 1523 yılında inşa edilmiş olan Selimiye Camii geziliyor. Bilahare Kudüslü şövalyelerin yaşadığı Büyük Üstadlar Sarayı geziliyor. Şövalyeler Sokağı'ndan aşağı doğru inilip sağa doğru dönüldüğünde Gotik şövalyelerin hastanesi olarak kullanılmış olan Arkeoloji Müzesi, Hipokrat Çeşmesi ve İbrahim Paşa Camii görülüyor. Sonrasında Sokrates Caddesi'nde alışveriş yapılıp yemek yeniyor ve gemiye geri dönülüyor. Bu tur için toplam 4 saat öngörüyorlardı. 45 Avro
  2. Kelebekler Vadisi Turu: Mandraki Limanı, Mt. Smith Tepesi, Antik Kent, Faliraki Plajı ve Kelebekler Vadisi geziliyor. Senenin belirli bölümlerinde harikulade kelebeklerin ve diğer binlerce canlının görülebildiği, görsel olarak güzel bir bölgeymiş. Haziran ayı kelebeklerin üreme ayıymış. Bu tur için toplam 7 saat öngörülüyordu. 55 Avro
  3. Lindos Köyü Turu: Mandraki Limanı, Lindos Köyü geziliyor. Faliraki Plajı'nda denize girilip dönüşte Antik Kent geziliyor. Lindos Köyü, adanın en çok turist çeken ikinci büyük yerleşimi. Bu köyde İtalyan mimari stili ile Yunan kültürü birleşmiş. Beyaz evleri, dar parke sokakları ve mozaik döşeli merdivenleri ile bu köy bana Selçuk'taki Şirince Köyü'nü anımsattı. Köy'ün tepesinde Akropolis ve Haçlı Kalesi var. Köyün içinde de çok sevimli dükkanlar bulunuyor. Akropolün en yüksek noktası olan Athena Tapınağı'ndan Aziz Paul Koyu'nun manzarası seyredilebilir. Faliraki Plajı, Lindos'dan otobüsle 20 dakika sürüyor. Burada bir "beach club" varmış ve adanın en popüler plaj bölgesiymiş. 2 saatlik plaj keyfinden sonra Antik Şehir'e Porte d'Amboise Kapısı'ndan giriş yapılıyor. Hafız Ahmet Ağa Kütüphanesi, Selimiye Camii, Büyük Üstadlar Sarayı, Şövalyeler Sokağı, Arkeoloji Müzesi, Hipokrat Çeşmesi ve İbrahim Paşa Camii geziliyor. Bu tur için de toplam 8 saat öngörülüyordu. 65 Avro

Biz turlara katılmadan kendimiz gezmeyi tercih ettik. Çünkü hem çocukla birlikte tur programlarına uymak zor olabiliyor, hem de kalabalık plajlarda denize girip yüzlerce insanlar birlikte hareket etmekten hoşlanmıyoruz. O nedenle biz doğaçlama gezmeye başladık. Öncelikle indiğimiz yerden eski şehre doğru yürüdük ve yoruluncaya kadar etrafı gezdik:

Eski şehrin haritası

Rodos'taki müzelerin açılış ve kapanış saatlerini gösterir tablo.

Rodos'un ana giriş kapısı Marina Kapısı işte burası:

Marine Gate giriş kapısındaki Marine Gate ve St. Catherine's Gate adındaki ikiz kuleler.
Bu kapıdan girince merkezinde orta çağa ait bir fıskiye bulunan Platia Ippokratous var.

Doğal olarak biz o kapıdan girmedik :) Mandraki Limanı'na doğru sahilden yürüdük. En sonunda Şövalyeler Sokağı'na yakın olan bir araç kapısından giriş yaptık:
(Mandraki Limanı'ndaki Aktaion Cafe önünden City Sightseeing Train kalkıyormuş. Surların etrafında dolaşıp Monte Smith ve Akrapol'e gidiyormuş.)



Şövalyeler Sokağı'ndan yukarı doğru yürüdük:

Şövalyelerin atları ile dolaştıkları,
Şövalyeler Sokağı UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde.

Sokağın sonundaki Büyük Üstatlar Sarayı'nı gezdik. Saray, Pazartesileri 09.00-16.00 arası, Salı-Cuma 08.00-20.00 arası, Cumartesi-Pazar günleri de 08.00-15.00 arasında açıkmış.


Kızın çantası babanın eline geçmiş :) Olsun, kendi çantasını
 taşıması için fırsatlar sunmaya devam, zorlamadan :)
Kontes bu sırada benim sırtımda elbette :)

Şövalyeler zamanındaki orijinal mobilyalar bile korunmuş.

Dev aynalar da o zamanlardan kalmaymış.

Bunların da top güllesi olduklarını tahmin ediyorum.

Orayı gezdikten sonra Selimiye Camii'ne dışarıdan bir bakıp, Arkeoloji Müzesi'ni gezdik. Arkeoloji Müzesi de Pazartesi 09.00-16.00, Salı-Cuma 08.00-20.00, hafta sonları ve tatillerde ise 08.00-15.00 arasında açıkmış.

Selimiye Camii

Arkeoloji Müzesi sağda kalıyor.

Arkeoloji Müzesi'ni gezmeyi bitiremedik, çok büyüktü, harika bir bahçesi vardı. Yorulduk. Araba kiralayıp gezmeye karar verdik. Sur içindeki tek "Tourist Information Office" Arkeoloji Müzesi'nin hemen yanında. Oradan araba kiralama şirketinin yerini öğrenip Müze'nin hemen karşısındaki, fotoğrafta sol tarafta olan kapıdan sur dışına çıkış yapıp, geldiğimiz yoldan geri Marina'ya doğru yürüdük. Elimiz boş yürümek olmazdı, bir de dondurma aldık :)

Dondurmalarına ba-yıl-dım!



Gemiden indiğimiz yerin hemen karşısındaki Olympic Rent A Car'a girdik. Arabaların 45 Avro, jiplerin 50 Avro olduğunu öğrendik. Uluslararası ehliyete de gerek yoktu. 10 Avro'ya alacağımız 15 litre benzin ile tüm adayı gezebileceğimizi söylediler. Bu arada bir de turistik olmayan, uygun fiyatlı restoran tarifi aldık. Klimalı arabamıza kurulup Lindos Köyü'ne doğru yola koyulduk:

 
Kiraladığımız araba


Kalabalık plajlardan hoşlanmıyoruz. O nedenle yol üzerinde tavsiye edilen bir plajda durduk:

Burası Kalitea Plajı. Ama bu bile kalabalık geldi bize.

Biz de Kalitea Termal'ine giriş yaptık. (Terme Calitea - Quellen von Kallithea)

08.00-20.00 arası açık. 20.00'dan sonra giriş ücretsiz, gün içinde giriş 3 Avro.
12 yaşından küçüklere ise ücretsiz.

Buranın hemen altında şıkır şıkır akan bir kaynak suyu var.
Bu nedenle deniz suyu da serin.

Burası hemen girişteki küçük hamam.
İlerisinde çok büyük bir termal hamam varmış.
Ama biz oraya gitmek yerine yüzmeyi tercih ettik.

Bildiğimiz hamam kurnası
 
 
Yüzünce acıktık haliyle :) Faliraki'i geçip Kolymbia'ya gelmeden önce sol tarafta Kelebekler Vadisi'ne giden bir yol ayrılıyor. Bu yol üzerinde 7 Kaynak adı verilen şelalelerde var. Şelalelere gelmeden önce, yola sapar sapmaz yol kenarındaki restoranda yemek yedik:
 
Tsambikos Geleneksel Restoran (Taverna) Tsambikos Taverna Rhodes
Benzer isimli süper lüks lokantalardan sakınınız :)
Sıradan bir aile lokantası
Eşim salata için "Bizim evde yaptığımız salata gibi" dedi :)
Sarımsaklı ekmeğe zaten bayılırım, bu da harikaydı.
Cimcime karidesi eşim çok yağlı buldu, ben bulmuşum affetmedim :)

Okulsuz eğitim her yerde devam eder :)
Kontes kürdanlardan geometrik şekiller yapıyor.

Eşim "Buraya kadar gelmişim çupra yemem" dedi
ama ben onu da mideye indirdim :)

Avrupa'da ekmekler sarı undan yapılıyor.
Tadını çok beğeniyorum.

Acelemiz var diye tatlı söylemedik ve
lokanta sahibi tüm bunları bize ikram etti :)
Hesapla birlikte lolipop da gelince Kontes çıldırdı tabii :)
 
Sonra Lindos'a gittik. Kasabaya biraz göz attık. Şirince Köyü gibi yamaca kurulmuş, butik dükkanların olduğu şirin bir köy. Biz hızla sahile indik :) Aksi gibi tüm elektronik aletlerimin şarjı bitti. Hiç fotoğraf çekemedim. İşte örnek bir fotoğraf:
 
 
Lindos'un girişinde otobüs park yeri var. Bize arabamızı oraya park edip yürüyerek inmemizi söylemişlerdi. Ama inerken fark ettik ki yol uzun ve çocukla çıkması zor olacak. O nedenle arabayı plaja park ettik. Park yerleri ücretsiz bu arada. Akropol'e yürüyerek çıkılıyordu. Çıkanlar vardı ama hava çok sıcaktı ve biz yüzmeyi tercih ettik. Denizi muhteşemdi, hem kumluk hem de mavi bayraklı pırıl pırıl bir deniz...
 
Dönüş yolunda yemek yediğimiz restoranın önünden Kelebekler Vadisi'ne doğru saptık. Ama oldukça geç kalmıştık, yeterince gezemeyeceğimizi düşünüp adanın batı tarafını gezmeye karar verdik. Batı tarafındaki yerleşimi ve otelleri çok beğendik. Rodos'u da çok beğendiğimizden tekrar gitmek istiyoruz.
 
Akşam arabayı teslim edip gemiye girdiğimizde saat 19.00'dı ve biz sabah 09.00'dan beri yollarda olduğumuzdan çok yorgun ama çok da mutluyduk... Rodos Adası'nı biz çok beğendik.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder