ETS Tur'a ait, Yunan bir armatörden satın alınmış olan Aegean Paradise gemisi |
Yapılırmış, hatta çok da keyifli bir tatil olurmuş; denedik gördük :)
Yıllık tatilimiz için ETS Tur'un Yunan Adaları Turu'nu aldık. 4 gece, 5 gün süren bu tur İzmir Çeşme çıkışlı. Önce Rodos Adası'na uğruyor, akabinde bir gece Mikonos Adası limanında konaklıyor ve daha sonra Santorini Adası'na uğrayıp tekrar İzmir (Çeşme) limanına geri dönüyor.
Çeşme Limanı'ndan pasaport kontrolü yapıldıktan sonra saat 14.00'dan itibaren gemiye giriş yapılabiliyor. Çeşme'de tüm otoparklar ücretsiz. Ancak Liman'a en yakın otoparkın günlük 15 TL ücreti var. Bu nedenle gemi yolcularının hemen hepsi arabalarını geminin kalktığı yerin karşısındaki yolun üstüne park etmişlerdi.
Pasaport kontrolünden geçerken bavullarımızı teslim aldılar. Kontrolden sonra gümrüksüz malların satıldığı "duty-free" mağazası vardı. Gemi personeli soğuk su ve meyve suyu servisi yapıyordu. Gemi girişinde pasaportlarımızı gemi personeline teslim edip, karşılığında o anda çekilen fotoğrafımızın basıldığı bir gemi kartı aldık. İltica olasılığını önlemek için yapılıyormuş.
Gemiye girdiğimiz andan itibaren hareket başladı. Gemi içinde sürekli bir aktivite vardı. Ama gemi büyük olduğundan sakin, sessiz bir yer bulabilmek de her zaman mümkün neyse ki... Bizim aldığımız turda saat 14.00-16.00 arası 7. kat olan en üst, üstü açık katta; küçük yüzme havuzunun yanındaki "pool bar"da Latin Müzik vardı. Bilahare Samba dansçılarının akabinde dansözün çıkması ile gösteri sonlandı :) Gemi personelinin içinde Türkiye uyruklu olanlar çok az. Toplamda 400 küsur personel varmış. Hemen hemen her 2 yolcuya 1 personel düşüyor. Dansçılar ve diğer bazı personel Rus, hizmet görevleri alan personelin ise uyruklarını tam anlayamadım, ama son derece kibar ve sevecen insanlardı. Personelle İngilizce anlaşmak zorunda kaldık.
Keman çalan genç kadına hayran hayran bakan Kontes :) |
Saat 16.00'da acil durum tatbikatı yapıldı. Can yelekleri ile tüm yolcuların bu tatbikata katılması zorunluymuş. Ama bizim odamıza kızım için can yeleği bırakılmamıştı. Birçok defa hatırlatıp talep etmemize rağmen, kızım için can yeleği temin edilmedi.
Can yelekleri ile yapılan tatbikat görülüyor. Evet, gemide Casino da vardı. |
Yukarıdaki resimde görülen yer 3. kattaki Lobi. Gemi seyire başlayınca, burada da Türkçe müzik yapan bir grup çalmaya başladı. Yemeklerin yenildiği restoran ve turlara katılmak veya gösterileri izlemek için toplanılan "Show lounge" da bu katta. 4 üncü, 5 inci ve 6 ncı katlarda kamaralar var. 7. katın bir bölümü kapalı, diğer bölümünün üstü açık. Üstü kapalı bölümde küçük bir spor salonu var. Üstü açık bölümde ise hem masalar var, etrafı camla çevrili olduğundan oturup denizi izlemek mümkün; hem de küçük bir yüzme havuzu var. Yüzme havuzunun bulunduğu bölgeden 8. kata çıkılabiliyor. Bu en son yarım katın her tarafı açık ve bu katta hiçbir şey yok, koşu yapma alanı var ki Kontes epey bir turladı orayı :).
Çocuğumuz olduğundan biz 4 üncü katta kalmayı tercih ettik. Böylece asansör kullanmaya gerek olmadan yemeğe rahatlıkla inip çıkabiliyorduk. 2. katta bilgisayarların da bulunduğu bir kütüphane vardı. Buradan oyun almak da mümkündü. Tavla, satranç, oyun kartları ya da Monopoly gibi kart oyunları vardı. Gemiye giriş çıkışların yapıldığı en alt katta ise çocuk oyun odası (sadece akşam belirli saatlerde, bazı günler açılıyordu), Fin hamamı, Spa ve Doktor vardı. 5 günün sonunda 4. katın iyi bir tercih olduğunu söyleyebilirim.
Gemiye bindikten sonra 18.30'da bir bilgilendirme toplantısı yaptılar. Bu toplantıda tur programını, uğranılacak limanları, adalarda gezilmesi gereken yerleri ve ETS'nin yaptığı kara turları hakkında bilgi verdiler. Kısa sürmesine rağmen oldukça toparlayıcı bir toplantıydı. Bir de her akşam odamıza Gemi Bülteni bırakılıyordu. Seyir ile ilgili her detay yazıyordu bu bültenlerde: Kaçta nerede olacağız, ulaşım nasıl olacak, gemide saat kaçta hangi aktiviteler var vs. Bu bültenlerden çok yararlandım.
Rodos'a doğru hareket edilen ilk günün akşamında canlı Türkçe müzik, ödüllü Bingo oyunu, dans şovu, canlı piyano keman konseri ve en son saat 23.00'da herkesin beyaz giyindiği Latin Parti vardı. Bir dakika boş değil yahu :)
Odalar küçük ama konforluydu:
Sol tarafta görünen koltuk da açılıp kızım için yatak oldu. |
Fotoğraflamayı unutmuşum ama geride kalan bir duvarda 4 kapılı gardrop vardı. |
Klozetin karşısında bir de perde ile ayrılmış duşakabin vardı. |
4. katta camdan görünen manzara şuydu:
Ama genellikle gece yolculuk ettiğimizden bu manzaraya hemen hiç bakmadık. Yemek salonunun uç kısmındaki camlı bölgede yemek yerken seyrettik denizi en çok... |
Odaların tek kötü tarafı şuydu: Herhalde geminin hızını kesmemesi için oda camları açılmıyordu. O nedenle sürekli klima çalıştırmak gerekiyordu. Gece boyu klima açık yatınca hepimizin boğazı kuruyordu. En sonunda kızım da, ben de mikrop kaptık; ikimiz de hala öksürüp duruyoruz. Bir de gemi ile ilgili zorunlu bir olumsuzluk: Sürekli anonslar yapılıyordu. Kızım artık öğlen uykusu uyumuyor ama eğer uyuyor olsaydı ve anonslar yüzünden uyansaydı, epey sinirlenirdim herhalde :)
Bir de cam açılmadığından havlular kurumuyordu. Günde 2 defa havlu değiştiriyorlar. Ama denize girerken kullandığımız havluları odada kurutmak gerekti. Neyse ki yanıma sadece peştamal ve Decathlon mağazasından aldığımız mikrofiber havluları almıştım. Mikrofiber havlular, peştamallardan bile çabuk kurudular. Islak mayo üzerine giydiğimiz pamuklu giysiler de çok geç kurudular. Giysileri kurutmak isterken, cam da açılmadığından odanın içerisi bayağı nemli oldu. Arada kapı açık oturarak odayı havalandırmam gerekti.
Kızım odada çok rahat uyudu, çünkü hem klimadan dolayı serindi hem de gemi geceleri yol aldığından sürekli hafif bir motor titreşimi oluyordu. Hem sanırım gün içinde de çok yorulduğundan, gemide geçirdiği gecelerde sorunsuz ve deliksiz uyudu.
Gündüzleri çok az zamanı gemide geçirdik. O zaman diliminde de ya yemekteydik, ya canlı müzik dinliyorduk ya da mini diskodaydık :) Odada geçirdiğimiz zamanda ise ya yanımızda getirdiğimiz çocuk kitaplarını okuduk ya da minik bebeklerin üstünü giydirmece oynadık. Ayrıca kızım camdan dışarı hem denize, hem adalara hem de camın önündeki yan balkonda dolaşan insanlara bakmayı çok sevdi:
Çocuklar için yapılan aktiviteler ve saatleri de şöyleydi (biz 9'dan sonrakilere katılamadık):
Gemide çok çocuklu aile vardı. İki çocuklu aileler de vardı. Bunun yanı sıra çocuk bakıcıları ile gelmiş aileler de vardı ve hatta bir ailenin iki çocuğuna iki farklı Filipinli bakıcı bakıyordu. İlk gece mini diskoda tek "anne" bendim, geri kalan yetişkinler çocuk bakıcısıydı :) Neyse ki ilerleyen günlerde diğer çocuklar anneleri ile geldiler. Anneanne veya babaanneyi yanlarında getiren aileler de çoktu.
Sonuç olarak biz memnun kaldık. Kızım keyifle anlatıyor gezi anılarını. Gene gidelim mi diyor. Demek ki o da memnun kalmış.
Kontes ve bavulu :) |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder